Atalarımızın canlarını vererek kanlarıyla suladığı bu kutsal topraklarda Zafer Haftasında yaşananlar kabul edilemez.
Emperyalistlere meydan okuduğumuz,bağımsızlığımızı haykırdığımız Kurtuluş Savaşının meşalesinin yandığı ilimizde 102. yıl etkinliklerinde büyük zafer yerine kriz ve kaos yaşanması ilimize yapılan en büyük haksızlıktır.
Şimdi olanları kısaca bir özetleyelim ve bu işin asıl failinin kimler olduğuna bakalım.
Kaosun sahibi TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ile ilimize gelen güvenlik ekibi
Yazıya başlarken baştan altını çizelim. Seçilmiş bir belediye Başkanına plastik sandalye gösterilip, senin yerin burası demek baştan sona kadar yanlıştır.
Bir konunun daha altını çizelim.
Hiçbir Vali ‘Belediye Başkanı geldiğinde o şu sandalyeye otursun’ demez.
Bu kaosun asıl sahibi TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ile ilimize gelen güvenlik ekibi.
25 Ağustos gecesi birçok aracın Kocatepe’ye geçişine izin vermeyen yine Kurtulmuş’un güvenlik ekibi. Afyonkarahisar Valilik Basın Müdürü de dahil olmak üzere 26 Ağustos sabahı basın mensuplarının Kocatepe’ye gitmelerine sıkıntı çıkaran da bu ekip.
Böylesi durumlarda güvenlik işleri Afyon Valilik ve Emniyeti yerine Anakara’dan gelen ekibe devrediliyor.
Şimdi yaşananlara bakalım.
Görgöz yok sayıldı mı ?
25 Ağustos Pazar akşamı Şuhut İlçesindeyim.
CHP Şuhut İlçe Binasının önünde PM Üyesi Yalçın Görgöz, CHP Gurup Başkan Vekili Ali Mahir Başarır ve Belediye Başkanı Burcu Köksal konuşma yapıyor.
Konuşmaya başlarken Başkan Burcu Köksal isimleri saymaya başlıyor. Ama hemen yanında olan ve konuşmasını da alkışlayan CHP Parti Meclisi Üyesi Yalçın Görgöz’ün adını söylemiyor. Onu yok farz ediyor.
Ama Yalçın Görgöz CHP’nin 60 kişiden oluşan PM üyelerinden biri ve aynı zamanda Genel Başkanının görevlendirdiği 3 kişilik örgütlenmeden sorumlu bir CHP’li.
Yalçın Görgöz bu esnada eline mikrofonu alıp dese ki, “Değerli Başkanım, senin aday olman için PM üyesi olarak benim imzam var. Ama ben burada bostan korkuluğu değilim. Ben burada PM üyesiyim ver Genel Başkan adına buradayım” deseydi.
Al sana kriz.
CHP Heyetine engel
Salı gecesi Çakırözü Köyüne geçişte Gurup Başkan Vekili Ali Mahir Başarır ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın da yer aldığı CHP heyeti Kocatepe’ye alınmıyor. Almayan kim? Kurtulmuş a eşlik eden güvenlik görevlileri. Bu ekip Burcu Köksal’ın gönderdiği araç ile güvenlik barikatını aşıyor.
Bir başka mağdur edilen gazeteciler. Bu güvenlik ekibi gazetecileri de alana almıyor. Araya giren yerel güvenlik ekipleri sayesinde uzun uğraşlar sonucu güvenliği geçebiliyor gazeteciler.
Salı gecesi Mansur Yavaş Şuhut’a geç geldi. Geçen yıl Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibinin Şuhut’ta partilileri yararak direkt Atatürk Evi’ne geçmesine şahit olan Şuhut’taki CHP’liler de homurtular başladı.
Yavaş’ın geç gelmesinin nedeni Özel’e eşlik etmesi
Geç gelme sebebini araştırdım.
Afyona çıkış hazırlığındaki Mansur Yavaş, yağlı güreşleri izlemeye gelen Genel Başkan Özgür Özel’e eşlik etmek adına Keçiören İlçesine geri dönüyor. Sonrasında Afyon’a gelişinde Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal’ı ziyaret ediyor ve Şuhut’a zaten Uysal ile aynı araçla geliyor.
Yani Mansur Yavaş’ın önceki programının değişme sebebi güreşler.
Protokolde plastik sandalye krizinin çıkmasının da sebebi Numan Kurtulmuş’a refakat eden Ankara’dan gelen güvenlik güçleri.İşte Valilik Protokol ekibi bu işe el atsaydı bunlar yaşanmazdı diye düşünüyorum.
Zeybek Mısırlıoğlu nu anmıştı
Burada şunu da görmek lazım.
Geçen yıl Valilik himayesinde olan bir etkinlikti ve o dönemin Belediye Başkanı Mehmet Zeybek protokolün göbeğinde yer alıyordu. Hatta törende konuştu ve dedi ki “Afyon’un kurtuluşunda ciddi gayretleri olan Kadir Mısırlıoğlu’nun Sarıklı Mücahitler isimli kitabında behsettiği…..” vs diyerek devam ederek ‘Keşke Yunan galip gelseydi’ diyen Mısırlıoğlu’na gönderme yapmıştı.
Hakkını vermek lazım ki bir iki basın mensubunun yanı sıra o dönem Milletvekili olan Burcu Köksal sert tepki göstermişti bu konuşmaya..
Törenlere geri dönersek.
Zafer Müzesi’nin açılışında neler yaşandı?
Pazartesi sabahı yıllardır bitirilmeyen Zafer Müzesi’nin açılışı yapıldı.
Tören alanına girerken yine TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un güvenlik ekibi görev başındaydı.
Alana girişte Gazeteci olmama rağmen beni de aramaya yeltendi bir görevli. İtiraz ettim. Ankara ekibinden olduğunu ve gazetecileri de tanımadıklarını söyledi bu görevli. Sonuçta alana arama olmadan girdim. Bu kez yanımda olan Gazeteci Nergis Kılıç protokolün resmini çekiyordu. Bir görevli gelip yine müdahale etti.
‘Gazetecinin görevi görüntü ve not almaktır. Çok abartıyorsunuz bu işleri’ dememiz üzerine yanımızdan ayrıldı. Bu esnada Belediye Başkanı Burcu Köksal geldi.
En köşede olan ayrılan yere oturdu.
Vali Yiğitbaşı anlamlı mesajlar verdi
Tören alanındaki sonrası gelişmeleri de anlatayım.
Vali Kübra Güren Yiğitbaşı ve Numan Kurtulmuş birer konuşma yaptı açılış töreninde. . Kurtulmuş ‘Alparslan da bizim, Fatih Sultan Mehmet’te bizim.
Kanuni de bizim .Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları da bizim.
Bu tarihi şahsiyetleri birbirinden ayırmak mümkün değil’ diyerek birleşmeye vurgu yapıyordu.
Vali Yiğitbaşı ise ‘Cumhuriyetin 100. Yılında Afyonkarahisar da görev yapmanın kıvancını yaşadım. Şimdi ise yine Vali olarak Zafer müzesinin açılmasının mutluluğu içindeyim’ diyerek Cumhuriyete ve zafere vurgu yapıyordu.
Kurdele törenine geçildi. Müftü Yardımcısı duaya başladı.
Protokol müze önünde yerini almıştı. Yanımda Belediye Başkanı Burcu Köksal ve DP Genel Başkanı Gültekin Uysal bulunuyordu. Bir görevli gelerek Köksal’ı kurdele kesmeye davet etti. Uysal’ı fark etmedi bile. Köksal gitti. Kurtulmuş’un elini sıktı, makası aldı. Kurdeleyi kesti protokol ile. Dönüşte yine Kurtulmuş’un elini sıkarak alandan ayrıldı.
Vali Yiğitbaşı ve diğer protokol üyelerinin elini sıkmadı.
Yani kriz devam ediyordu.
Hem kaos ve kriz paylaşmak yerine bazı güzelliklerde yaşandı .
İşte pazartesi gecesi Kıraç konseri ile binlerce kişi Zafer Meydanında yağan yağmura dahi aldırış etmeden Afyonkarahisar’ın kurtuluşunu kutluyordu.
Alan da konuşma yapan Burcu Köksal mevkii ve makamların gelip geçici olduğunu söylüyordu konsere gelenlere.
Kıraç vefalı bir sanatçı
Kıraç denilince 30 sene önce yaşanmış olayı da paylaşmak isterim sizlerle.
Ali Tufan Kıraç bizim Şuhutlu olan müzik öğretmeni Refik Köksal’ın öğrencisidir.
Refik Köksal benim kuzenim Perihan Akar ile evlidir. Kıraç hikayesini ondan dinledim.
İstanbul da görev yapan Refik Köksal’ın öğrencilerinden birisi de Ali Tufan Kıraç’tır.
Öğretmen Köksal, Kıraç’ta ki ışığı görüp ona özel dersler verir.1998’de Kıraç ilk albümünü çıkarır ve müzik piyasasında patlama yapar.
Büyük paralar kazanır. Hocası olan Refik Köksal’ın yanına gelir. Bir yerli arabanın anahtarını Refik Hoca’ya teslim eder.’Ve der ki ‘Senin emeğin sayesinde buralara geldim.Bu senin hakkın hocam’
İşte Kıraç böylesine vefalı bir sanatçıdır.
Siyasi malzeme yaparak tepinmek çullanmak hoş değil
Şimdi adına kriz, kaos ne denilirse denilsin yaşananlar hoş değil. Burada bunu siyasi malzeme halinde görüp AK Partili Vekillerin de sürekli açıklama yapması hoş değil bence.
Bir yol kazası olmuş. Bu kazanın sorumlusu Numan Kurtulmuş’a eşlik eden güvenlik ekibinin bu işleri çok fazla abartması.
.Afyon güvenlik ve valilik protokol ekibi daha fazla sorumluluk alsaydı keşke.Ankara ekibine kılavuzluk yapsaydı.
Keşke yaşanmasaydı.
Ama bu kriz üstüne çullanmak ve tepinmek Afyonkarahisar’a fayda getirmez.
Devletin temsilcisi Vali Hanım ile halkın oyları ile seçilen Belediye Başkanı arasındaki bu çatışma görüntüsünün bitmesi lazım.
Bunun üstünü kaşımak ve bu ayrımcılıktan fayda ummak gaz vermek,gaza getirmek gündemi kaos ve krizlere fırsat vermek foğru değildir.
Başta gazeteciler olmak üzere siyasilerin de daha adil,daha dikkatli ve daha duyarlı olmaları ilimizin ülkemizin yararına olacaktır.
Sürekli olumsuz haberler ile gündeme gelmek Afyonkarahisar’ a yakışmıyor.
Bilinsin isterim.
Yorumlar
Son Haberler