Emperyalizm’den hepimiz şikâyet ederiz de nedense hiç bu konuda biraz düşünmez ve bilgi sahibi olmaya çalışmayız.
Tüm insanlığın başının belası ve büyük bir İNSANLIK SUÇU olan bu işin nasıl yapıldığından pek haberdar değilizdir.
Etimolojisi YAYILMACILIK olarak bilinse de algısal anlamı SÖMÜRÜCÜLÜKTÜR.
Bu yayılmacılığın temel iki sebebi var ya İNANÇ ve KÜLTÜR içindir ya da EKONOMİKTİR.
Bu yazımızın ana teması ikinci sebep üzerinden olacak.
Söze yakın tarihimizin en büyük sömürge devletleri olan İNGİLTERE, FRANSA ve günümüzün en büyük istilacısı ABD’nin sömürge teknikleri ile başlayalım.
Bir önceki yazımızda değindiğimiz, direkt olarak 16, ekonomik ve siyasal olarak ta 37 ülkenin bağlı olduğu İngiltere’nin tüm bu ülkeleri nasıl kültürel ve ekonomik olarak sömürdüğünü anlatmıştım.
Britanya adasının hem tarımsal hem de doğal kaynakları bakımından hiç verimli olmamasına rağmen bu kadar zengin olmasının sebeplerini biraz düşünmek lazım.
Sözde medeni Avrupa’nın çağdaşlığını sağlayan ihtilallerin ülkesi Fransa(1789), İngiltere gibi kendi topraklarında hiçbir doğal kaynakları olmadığı halde sadece Afrika kıtasının kuzeybatısındaki ülkeleri sömürerek bu kadar zengin oluşunu biraz sorgulamak lazım.
Ve 250 yıllık tarihi bile olmayan ABD gibi bir ülkenin binlerce yıllık tarihi olan ülkelerden daha zengin oluşunun sırlarını biraz akletmek lazım.
Yukarıda ismi geçen ülkelerin tüm dünyayı ne şekilde sömürdüğünü ve insanlığın en BÜYÜK SUÇUNU nasıl işlediğini güncel bir konu ile açıklayalım.
Özellikle 1. Dünya Savaşında Osmanlı İmparatorluğunun nasıl dağıtıldığını ve dağılan bölgelerinin nasıl sömürüldüğünü kısa birkaç örnek ile tarif edelim.
Bu iş İNGİLİZ AKLI ile “Siz ARAPSINIZ onlar ise TÜRK, Osmanlı sizi sömürüyor sizin EGEMEN devlet olmanız lazım, biz size yardım edelim, silah ve lojistik sağlayalım sizde BAĞIMSIZLIĞINIZI ilan edin” FİKRİNE (Fitnesine) balıklama atlayan Şerif Hüseyin ve avanesinin iş birliği ile başladı.
Bu İŞBİRLİKCİ güruh İngiltere’nin verdiği silahlarla önce TERÖR sonra açık savaş ile Osmanlıdan ayrıldı, daha sonra sözde bağımsız, sınırları CHURCHİLL HIÇKIRĞI ile çizilmiş ama İngiltere’ye göbeğinden bağlı bir sömürge haline döndü.
Benzer bir taktikle Afrika’ya giren Fransa, İHTİLAL ile getirdiği değerleri hiçe sayarak “Size MEDENİYET getireceğiz” yalanı ile insanlarını KÖLE, ülkelerini MÜSTEMLEKE yaptı.
Gelelim günümüze ve günümüzün en büyük SÖMÜRGECİ DEVLETİNE yani ABD’ye.
ABD bir ülkeyi ya da bölgeyi sömürmeye karar vermişse öncelikle orayı kaos ve kargaşa ile İSTİKRARSIZLAŞTIRIR (Destabilizasyon) sonra DÜZEN ve DEMOKRASİ getirmek vaadi ile işgal eder.
Kaos çıkartmak için gerekli olan şey ise bölgenin ETNİK ve İNANÇ farklılıklarını körükleyerek, çoğunluk olmayan kesimi tahrik edip ezildiği ve haksızlığa uğradığı fikrini (fitnesini) aşılamaktır.
Önce AYRILIK FİKRİNİ kabul ettirirse sonrası kolaydır.
Tırlar dolusu silah ve mühimmattan sonra paralı askerlerle eğitim verir sonuç olarak ANARŞİ ve TERÖR çıkartır.
Tarihte devletlerin nasıl bölünerek sömürüldüğünü hatırlayalım.
Geçmişte BAĞDAT vilayetinde yaşayanlara “Siz ARAPSINIZ size BAĞIMSIZ Irak devletini kuralım” diyerek şerif Hüseyin’in sayesinde Osmanlıyı bölenler İNGİLİZLERDİ.
Dün de Saddam Hüseyin’in devrilmesine ve Irak’ın işgaline çanak tutanlara aynı teklifi getirdiler.
Sonra Irak’ın kuzeyinde yaşayan BARZANİ ve TALABANİ aşiretlerine “Siz KÜRTSÜNÜZ Bağdat’a BAĞLI olmayın sizi ÖZERK yapalım” diyen de aynı ABD oldu.
Kendini BAĞIMSIZ ve egemen bir DEVLET olma vehmine kaptıran IKBY önderliğinde Mesut BARZANİ 25 Eylül 2017 referandumuyla BAĞIMSIZLIK ilan etmeye kalktı fakat ona ilk karşı çıkan ve tepki gösteren kendi ülkesinin işgaline çanak tuttuğu ABD oldu.
Aynı tekniğin uygulandığı yerlerden biri de Suriye’dir.
İşlem ve süreç aynı idi.
Önce azınlıkları tahrik et sonra istikrarsızlaştır daha sonra silah ve mühimmat ile TERÖRİZE et ve sonunda kurtarıcı olarak DEMOKRASİ kurmak için bölgeye ÇÖK ve SÖMÜR.
Mevcut otoriteye olan muhalefeti kendine sömürge yapma payandası olarak kullanmak batılı devletlerin uyguladığı en verimli aparat olmuştur.
Bu taktik İngiliz AKLI ve ABD İŞİDİR.
Kaos çıkartarak oluşan otorite boşluğu ile terör yuvası haline getirerek bölünen ülkeler, bölündükçe küçülen küçüldükçe yemesi daha kolaylaşan PASTA misali olmuştur.
COĞRAFYA ve İNANÇ BİRLİĞİNİ etnik ve mezhepsel saiklerle parçalama tezinin tutmuş ve sonuç vermiş olması bizim emperyalizmi iyi bilmediğimizin en bariz göstergesi olmuştur.
Bilinmelidir ki tek dişi kalmış batı medeniyeti “Binmeyeceği atın boynuna torba takmaz”.
Bunu bilmiyor olmak en hafif tabirle saflıktır.
Yine bilinmelidir ki bir ülkeyi SÖMÜRME işlemi önce EĞİTİMİNİN içini boşaltmak sonra TARİHİNİ yeniden ama yanlış yazmakla başlar.
Son söz: Terör yolu ile bölünerek devlet olmak; ben sinemada ARTİS olacağım diye baba ocağından kaçan kızın pavyonda KONSOMATRİS olması hali gibidir.
Yorumlar
Son Haberler