Ticaret ve esnaflık en önemli gelir kaynaklarındandır. Efendimiz (s.a.v.) ‘Rızkın Onda Dokuzu Ticarettedir’ diye ifade etmiş. İşini doğru yapan tüccar esnaf hem Hakk katında hem de halk katında makbul ve muteberdir. Hile yamadan insanları kandırmadan, bencillik yapıp sadece kendini düşünmeyip diğer esnaf kardeşlerini düşünmek esnaflığın en önemli kriterlerindendir. Fatih Sultan Mehmet dahi,, İstanbul’u fethetmeden esnafın durumunu görmek istiyor tebdil-i kıyafetle. Esnaflardaki alicenaplığı, fedakarlığı gören Koca Fatih, ben bu insanlarla değil İstanbul’u dünyayı bile fethederim, diyor.Yaşanmış bir anıdan hareketle, İzmit Sanayi Sitesi’ndeki bir esnafla bir kardeşimizin alışveriş diyaloğundan bahsetmek istiyorum. Kardeşimizin dilinden dinleyelim mevzuyu:‘’Arabanın sileceklerini değiştirmem gerekiyordu. İzmit Sanayi Sitesi’ne girdim ve gözümün iliştiği ilk aksesuarcının önünde durdum. Hava yağmurlu, silecekler açıktı. Dükkanın önünde rafları düzenleyen esnaf beyefendi “silecekler mi abi” dedi. Çıkan o rahatsız edici sesten çakmıştı vaziyeti.“Mümkünse ses yapmayanından olsun” dedim. “O zaman şu markayı vereyim, en kalitelisi” dedi. Hemen taktı, denedik ve camda su gibi kayıyordu silecekler. Bu sessizliğe gerçekten ihtiyacım varmış. Ama konumuz silecekler değil. Dükkana girince beni karşılayan duvarın bize söylediklerini anlatacağım size. Çünkü çok güzel, çok naif, çok bereketli ve çok nadide bir esnaflığa şahitlik ettim. Önce üzerinde yazılanları tek tek okuduğum duvarın fotoğrafını çektim ve “Geri gelen malı alınız, onda bereket vardır” ne anlama geldiğini sordum esnaf beyefendiye.Kısa sohbetimiz şöyle başladı ve bitti:- “Bazı müşteriler bazen fazladan alıyorlar. Ya da aldıkları parçayı kullanmıyorlar. Belki işlerini görmüyor. Geri getirdiklerinde hiç sormadan sattığımız değerden alıyoruz. Bazen bir yıl sonra getiren de oluyor.”- “Peki bereketi nedir bunun?”- “Bereket sensin abi. Geldin müşterimiz oldun. Bizi gördün. Tanış olduk. Bereket işte budur.” Burası İzmit Sanayi Sitesi’nin Batı girişine yakın F…n Ticaret. Oto aksesuarcı. Çok büyük değil, 8-10 metrekare belki de. Tabelasına baktım, 1973 yılında açılmış. Neredeyse 50 yıl. Yarım asırdır buradalar. Demek ki zaman da berekettir. Müşteri de mal da çalışan da berekettir. Birçok büyük marka, son birkaç yıldır iade ve değişimleri müşteri hizmetinin yanı sıra PR aracı olarak da kullanıyor. Müşteri memnuniyeti için tanıtım ajanslarına, iş geliştirme danışmanlarına dünyanın parasını ödüyorlar. Üstüne bir de reklam masrafı yapıyorlar. Bu hizmetleri suistimal edilmesin diye de kılı kırk yarıyorlar.Oysa İzmit’te bir oto aksesuarcı esnafı bu hizmeti 50 yıldır ilke edinmiş ve özlü söze dönüşen bir yazıyla duvarında ilan etmiş. “Ben müşterime güveniyorum” demiş ve Hz. Peygamber Efendimizin güzel ahlakıyla da perçinlemiş; “Bizi aldatan bizden değildir.” Altı üstü bir silecek almaya gittim, esnaflığı da güzel ahlakı da görüp çıktım. İyi ki de gitmişim değil mi?Lokman ÖZKUL-Eğitimci YazarKaynak Kişi: Ersin Çelik
Yorumlar
Son Haberler