Gözden kaçırmayın

Resmi gazetede yayınlandı 16 ile yeni vali atandıResmi gazetede yayınlandı 16 ile yeni vali atandı

Sosyal devlet olma ilkesini hiçe sayan, toplumumuzun büyük bir kesimini göz ardi ederek, çalisanlardan alinacak vergilere bel baglayan 2020 bütçesi, “memurun bütçesi degildir.” Bu bütçeyle 2020 yilinin, basta kamuda çalisanlar olmak üzere, tüm vatandaslarimiz için geçmis yillardan daha da zor geçecegi ortaya çikmistir. Hepimizin bildigi gibi bütçe, Devletin gelirlerinin ve bu gelirlerin nerelere dagitilacaginin belgesidir.  Biz bu bütçede, gelirlerin kamu çalisanlarindan kesilen vergilerle elde edilecegini ama gelirin paylasiminda memurun adinin dahi olmadigini görüyoruz.  Önümüzdeki sene için memur ve emekli maaslarina 4+4 zam yapilmasi kararlastirildi.  Bunun anlami bütün bir yil için iki taksitte toplam 8,2 yani ortalama memur masina 329 lira, en düsük memur maasina 247 lira zam demek.  Halbuki daha geçen yil 4 kisilik bir ailenin zorunlu harcamalari 1032 lira zamlanmisti.  Verilmesi öngörülen zam, harcamalar karsisinda devede kulak bile kalmiyor.    2002 yilindan beri vatandaslarimizdan toplanan vergiler 10,4 kat artarken memur maaslari ancak 7,5 kat artti.  Yani maaslardan yapilan kesintiler, maas zammini asti.  Milli gelir büyüyor diyoruz.  Milli gelirdeki artistan dar gelirli ve ücretliler hak ettigi payi alamiyor.    Memurun, emeklinin pastaya ekledigi pay büyüdü ama pastadan aldigi pay küçüldü.      Maaslarin döviz, altin ve diger yatirim araçlari karsisindaki hali ortada.    Bütün yatirim araçlari karsisinda alim gücümüz düsüyor.    Son bir yil içinde gida fiyatlarindaki resmi ortalama enflasyon 25,25 oldu.  Dogalgaza 28, elektrige, kilik kiyafete 18, okul masraflarina 13, kiraya 12, gazeteye 28, dergiye 50, ekmege bile 15 zam geldi.  TÜIK son 12 aylik enflasyonun 8,5 oldugunu iddia ede dursun, 2019 yilinin 10 aylik enflasyonu 10,6 oldu.  Ama memura bu sene için yapilan toplam zam enflasyon farki da dahil 10,26; yani maaslar simdiden erimis durumda.  Önümüzde enflasyonun, isinma, elektrik, gida harcamalarinin en fazla artacagi kasim ve aralik enflasyonu var.  Onlar da eklenince memur ve emekli maaslarinin iyiden iyiye eridigi daha net biçimde ortaya çikacak.  Maliye Bakanligi bile TÜIK’in açikladigi enflasyona itibar etmiyor olacak ki, yeniden degerleme oranlarinin 22,58 artacagini söylüyor.  Yani bir bakima resmi rakamlar birbiriyle çelisiyor, TÜIK’in enflasyonu cebimize yansiyan zamlari görmüyor.  Zaten vergiler her sekilde memurun, emeklinin belini büküyor.  Yaptigimiz her kurus harcamadan 25 ile 45 arasinda vergi kesiliyor.  Yani verirken cimri alirken acimasiz davraniliyor.  Ama is maaslara zam yapmaya geldiginde bir hedef enflasyondur tutturuluyor.  Hayaller karin doyurmuyor.    Elbette enflasyon hedeflemesi yapilsin ama gerçekler de göz ardi edilmesin.  Maaslar iktidarin pembe hayallerine göre, vergiler ve zamlar aci gerçeklere göre belirlenmesin.  Kasikla verilip kepçeyle alinmasin.  Bir toplu sözlesme dönemi yasadik: evlere senlik. Tek bir konu dahi tartisilip karara baglanmadi.  Memurlar adina tek bir kazanima dahi imza atilmadi.  20 milyon vatandasimizin hayalleri, umutlari yikildi, gitti.  Bu hangi vicdana sigar? Iki yil;  aileleriyle bir araya gelmeyi bekleyen milyonlarin,  kadro bekleyen yüz binlerce sözlesmelinin,  bayramlarda ikramiye hayali kuranlarin,  mülakata takilmadan adil bir yükselme sistemi içinde terfi etmeyi umut edenlerin,  vergi dilimine girdigi için kus kadar maas zammini da vergi dilimine kurban eden çalisanin,   iki yildir 3600 ek gösterge konusunda verilen sözlerin tutulmasini bekleyenlerin,  hak ettigini almayi umut eden yardimci hizmetler sinifi çalisanlarinin dünyalarini karartmak reva midir? Bu insanlarimiza “kusura bakmayin, bu sene hiçbir sey olmadi, simdi git 2 sene sonra gel” demek hangi adalet anlayisiyla izah edilebilir.    Külfeti sürekli birileri yüklenirken sefayi baskalarinin sürdügü bir yerde huzur olur mu? Bütçe, nimet külfet dengesi kurmak içindir. Bütçe, zenginden alip dar gelirliye vermek içindir.  Bütçe, millet için, vatandas içindir.  Bizde ise memur bütçe için çalisiyor; bütçe, çalisandan alip kimseye vermemek için kullaniliyor.     Bu bütçe ile vatandaslarimizdan toplanan vergilerin artirildigi, saglik harcamalarinda katilim paylarinin, ilaç bedellerinin ve tedavi giderlerinin büyük bölümünün vatandaslarimizin cebinden çikacagi, memur ve emeklinin yoksulluga mahkûm edilecegi, yasamin biraz daha zorlasacagi bir yila daha baslayacagiz.  Bu durumu Türkiye Kamu-Sen olarak kabul etmemiz mümkün degildir.  Bu bütçeye karsi oldugumuzu, bu bütçede memur olmadigini, bu bütçenin de memurun bütçesi olmadigini her yerde dile getiriyoruz.  2020 Yili Merkezi Yönetim Bütçe Tasarisi, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda görüsülüyor.  Eger Tasari, bu hali ile Komisyondan geçerse bir daha degistirilmesi mümkün degil.  Eger Komisyon Tasariyi bu hali ile onaylarsa memurun idam fermanini imzalamis olacak.  Bu nedenle Tasariya memur maaslarina iliskin bir düzeltme eklenmek zorundadir.  Ardindan da bir memur paketi hazirlanarak sözlesmeli personele kadro basta olmak üzere, bayram ikramiyesi, vergi dilimleri, mülakatin kaldirilmasi, 3600 ek gösterge, yardimci hizmetliler gibi konular acilen çözülmelidir.   Biz, bu konuda hazirladigimiz mektuplarimizi, ülkemizin her kösesinden sayin Cumhurbaskanina, Cumhurbaskani Yardimcisina, siyasi partilerimizin grup baskanvekillerine ulastiracak ve bir çözüm üretilmesini isteyecegiz.    Kamu çalisanlarindan yana olmayan politikalarin bir uzantisi olan 2020 yili bütçesi, bu haliyle memurun bütçesi olmaktan çikmis, sinekten yag çikarma bütçesi olmustur.  2020 yili bütçesi, memur ve emeklinin kurban edildigi bütçe degil, memurun bütçesi olsun diyor, hepinize saygilar sunuyorum. Basin Açiklamamiza istirak ederek, bizleri yalniz birakmayan kamu çalisanlarina ve siz kiymetli basin mensuplarina tesekkür ediyorum.   Degerli basin mensuplari;   Sosyal devlet olma ilkesini hiçe sayan, toplumumuzun büyük bir kesimini göz ardi ederek, çalisanlardan alinacak vergilere bel baglayan 2020 bütçesi, “memurun bütçesi degildir.”   Bu bütçeyle 2020 yilinin, basta kamuda çalisanlar olmak üzere, tüm vatandaslarimiz için geçmis yillardan daha da zor geçecegi ortaya çikmistir.   Hepimizin bildigi gibi bütçe, Devletin gelirlerinin ve bu gelirlerin nerelere dagitilacaginin belgesidir.    Biz bu bütçede, gelirlerin kamu çalisanlarindan kesilen vergilerle elde edilecegini ama gelirin paylasiminda memurun adinin dahi olmadigini görüyoruz.    Önümüzdeki sene için memur ve emekli maaslarina 4+4 zam yapilmasi kararlastirildi.    Bunun anlami bütün bir yil için iki taksitte toplam 8,2 yani ortalama memur masina 329 lira, en düsük memur maasina 247 lira zam demek.    Halbuki daha geçen yil 4 kisilik bir ailenin zorunlu harcamalari 1032 lira zamlanmisti.    Verilmesi öngörülen zam, harcamalar karsisinda devede kulak bile kalmiyor.      2002 yilindan beri vatandaslarimizdan toplanan vergiler 10,4 kat artarken memur maaslari ancak 7,5 kat artti.    Yani maaslardan yapilan kesintiler, maas zammini asti.    Milli gelir büyüyor diyoruz.    Milli gelirdeki artistan dar gelirli ve ücretliler hak ettigi payi alamiyor.    Memurun, emeklinin pastaya ekledigi pay büyüdü ama pastadan aldigi pay küçüldü.      Maaslarin döviz, altin ve diger yatirim araçlari karsisindaki hali ortada.    Bütün yatirim araçlari karsisinda alim gücümüz düsüyor.      Son bir yil içinde gida fiyatlarindaki resmi ortalama enflasyon 25,25 oldu.    Dogalgaza 28, elektrige, kilik kiyafete 18, okul masraflarina 13, kiraya 12, gazeteye 28, dergiye 50, ekmege bile 15 zam geldi.    TÜIK son 12 aylik enflasyonun 8,5 oldugunu iddia ede dursun, 2019 yilinin 10 aylik enflasyonu 10,6 oldu.    Ama memura bu sene için yapilan toplam zam enflasyon farki da dahil 10,26; yani maaslar simdiden erimis durumda.    Önümüzde enflasyonun, isinma, elektrik, gida harcamalarinin en fazla artacagi kasim ve aralik enflasyonu var.    Onlar da eklenince memur ve emekli maaslarinin iyiden iyiye eridigi daha net biçimde ortaya çikacak.    Maliye Bakanligi bile TÜIK’in açikladigi enflasyona itibar etmiyor olacak ki, yeniden degerleme oranlarinin 22,58 artacagini söylüyor.    Yani bir bakima resmi rakamlar birbiriyle çelisiyor, TÜIK’in enflasyonu cebimize yansiyan zamlari görmüyor.    Zaten vergiler her sekilde memurun, emeklinin belini büküyor.    Yaptigimiz her kurus harcamadan 25 ile 45 arasinda vergi kesiliyor.    Yani verirken cimri alirken acimasiz davraniliyor.    Ama is maaslara zam yapmaya geldiginde bir hedef enflasyondur tutturuluyor.    Hayaller karin doyurmuyor.      Elbette enflasyon hedeflemesi yapilsin ama gerçekler de göz ardi edilmesin.    Maaslar iktidarin pembe hayallerine göre, vergiler ve zamlar aci gerçeklere göre belirlenmesin.    Kasikla verilip kepçeyle alinmasin.    Bir toplu sözlesme dönemi yasadik: evlere senlik.   Tek bir konu dahi tartisilip karara baglanmadi.    Memurlar adina tek bir kazanima dahi imza atilmadi.    20 milyon vatandasimizin hayalleri, umutlari yikildi, gitti.    Bu hangi vicdana sigar?   Iki yil;    aileleriyle bir araya gelmeyi bekleyen milyonlarin,    kadro bekleyen yüz binlerce sözlesmelinin,    bayramlarda ikramiye hayali kuranlarin,    mülakata takilmadan adil bir yükselme sistemi içinde terfi etmeyi umut edenlerin,    vergi dilimine girdigi için kus kadar maas zammini da vergi dilimine kurban eden çalisanin,     iki yildir 3600 ek gösterge konusunda verilen sözlerin tutulmasini bekleyenlerin,    hak ettigini almayi umut eden yardimci hizmetler sinifi çalisanlarinin dünyalarini karartmak reva midir?   Bu insanlarimiza “kusura bakmayin, bu sene hiçbir sey olmadi, simdi git 2 sene sonra gel” demek hangi adalet anlayisiyla izah edilebilir.      Külfeti sürekli birileri yüklenirken sefayi baskalarinin sürdügü bir yerde huzur olur mu?   Bütçe, nimet külfet dengesi kurmak içindir.   Bütçe, zenginden alip dar gelirliye vermek içindir.    Bütçe, millet için, vatandas içindir.    Bizde ise memur bütçe için çalisiyor; bütçe, çalisandan alip kimseye vermemek için kullaniliyor.       Bu bütçe ile vatandaslarimizdan toplanan vergilerin artirildigi, saglik harcamalarinda katilim paylarinin, ilaç bedellerinin ve tedavi giderlerinin büyük bölümünün vatandaslarimizin cebinden çikacagi, memur ve emeklinin yoksulluga mahkûm edilecegi, yasamin biraz daha zorlasacagi bir yila daha baslayacagiz.    Bu durumu Türkiye Kamu-Sen olarak kabul etmemiz mümkün degildir.    Bu bütçeye karsi oldugumuzu, bu bütçede memur olmadigini, bu bütçenin de memurun bütçesi olmadigini her yerde dile getiriyoruz.    2020 Yili Merkezi Yönetim Bütçe Tasarisi, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda görüsülüyor.    Eger Tasari, bu hali ile Komisyondan geçerse bir daha degistirilmesi mümkün degil.    Eger Komisyon Tasariyi bu hali ile onaylarsa memurun idam fermanini imzalamis olacak.    Bu nedenle Tasariya memur maaslarina iliskin bir düzeltme eklenmek zorundadir.    Ardindan da bir memur paketi hazirlanarak sözlesmeli personele kadro basta olmak üzere, bayram ikramiyesi, vergi dilimleri, mülakatin kaldirilmasi, 3600 ek gösterge, yardimci hizmetliler gibi konular acilen çözülmelidir.     Biz, bu konuda hazirladigimiz mektuplarimizi, ülkemizin her kösesinden sayin Cumhurbaskanina, Cumhurbaskani Yardimcisina, siyasi partilerimizin grup baskanvekillerine ulastiracak ve bir çözüm üretilmesini isteyecegiz.      Kamu çalisanlarindan yana olmayan politikalarin bir uzantisi olan 2020 yili bütçesi, bu haliyle memurun bütçesi olmaktan çikmis, sinekten yag çikarma bütçesi olmustur.    2020 yili bütçesi, memur ve emeklinin kurban edildigi bütçe degil, memurun bütçesi olsun diyor, hepinize saygilar sunuyorum.   .