Gözden kaçırmayın
Öğretmen geçmişin öğreticisi, geleceğin kurucusudur”Dünya Saglik Örgütü (WHO) ve Saglik Bilimleri Üniversitesinin birlikte düzenledigi “Çocukluk Çagi Obezitesinin Önlenmesi, Çok Paydasli Saglik Sorumlulugu” sempozyumunun açilis oturumu gerçeklestirildi. Haliç Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçeklesen sempozyuma Cumhurbaskani Recep Tayyip Erdogan’in esi Emine Erdogan, Saglik Bakani Ahmet Demircan, Saglik Bilimleri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cevdet Erdöl, WHO Türkiye Temsilcisi Dr. Pavel Ursu katildi. Sempozyumda konusan Emine Erdogan, anne sütünün önemine deginerek, “Anne sütü obezite dahil olmak üzere birçok hastaligin panzehiridir. Uzmanlar anne sütünün obeziteye yakalanma riskini azalttigini söylemektedir. Çocuklari 6 ay boyunca sadece anne sütüyle besleyip, 2 yil süresince emzirerek saglikli bir gelecegin temeli atilmalidir. Dünya Saglik Örgütünün okullarda yaptigi Çocukluk Çagi Obezite Arastirmasi çocuklarin sadece anne sütü alma süresinin ortalama 4,5 ay oldugunu göstermektedir. Bu sürenin daha da uzatilmasi hepimizin ortak hedefi olmalidir. Devlet bu çerçevede dogum yapan kamu görevlisi kadinlarimiza ilk 6 ay 3 saat, ikinci 6 ay 2 saatlik anne süt izni imkani vermistir. Bu tür sosyal politikalar aile bilinci ile birlestiginde daha saglikli nesillere kavusacagiz” dedi. “Obezite ölümleri açliktan ölenlerin neredeyse üç kati” Obeziteden kaynakli ölümlerin açlik nedeniyle gerçeklesen ölümlerin üç katina yaklastigina dikkat çeken Erdogan, “Ne yazik ki yilda 1 milyon insanin açliktan öldügü bir dünyada insanlik obezite ile mücadele ediyor. Obeziteden ölenlerin sayisi açliktan ölenlerin sayisinin neredeyse üç kati. Obezitenin bir de böyle bir yani var. Gida kaynaklarinin adaletsiz dagitimindan kaynaklanan bu ahlaki meseleyi de masaya yatirmaliyiz. Adil bir paylasim yaptigimizda dünyada herkese yetecek besin oldugu inancindayim” dedi. Obezite rakamlari hizla artiyor Saglik Bakani Ahmet Demircan da yaptigi konusmada, 2013 yilinda 8,3 olan obezite oraninin 9,9'a yükseldigini belirterek, "Bu da hizin ne kadar büyük oldugunu gösteriyor. Ayni zamanda fazla kilo orani ise 2013'te yüzde 14,2 iken 2016'da bu rakam 14,6'ya çikmis bulunuyor. Çocuklarimizin yüzde 74'ü kilo olarak normal gözükmekte, buna karsi yüzde 1,5 da kilosu düsük çocugumuz var." dedi. Insan sagligini etkileyen faktörleri siralayan Demircan, genetik, çevre, beslenme, yasam tarzi ve hareket-hareketsizlik konularinin saglikta önemli belirleyici rol oynadigini anlatti. Demircan, "Kötü beslenme, özellikle fast food, ayni zamanda sanayi ürünü besinlerin bizi ve çocuklarimizi tehdit etmekte oldugunu görmek zorundayiz. Bu konuda da özellikle karbonhidrat ve nisasta bazli beslenmenin bu iste önemli bir sorumluluk üstlendigi kanaatindeyim." ifadesini kullandi. Obezite ve sagliksiz beslenmeye karsi kurumlarin ortak hareket etmesi gerektigine dikkati çeken Demircan, "Mesele basit bir mesele degil, yüzde 10'lari hizla geçer gibi görünüyor. Etkili tedbirler alirsak, mücadelemizi tavizsiz olarak sürdürürsek insallah gelecekte çocuklarimizi bu tehlikeden kurtarmis oluruz." degerlendirmesinde bulundu. Demircan, obeziteye karsi hareketin önemli oldugunu söyledi. Akilli telefon ve cihazlarin da sagligi olumsuz etkiledigini aktaran Demircan, sunlari kaydetti: "Bu kusak hizli bir degisime sahip oldu ama simdi yenidogan çocuk daha bir yasinda o telefonun üzerinde parmagi ile resmi büyütmeye çalisiyor. Onlar çok daha farkli bir dünyaya geliyorlar. Bu farkli dünya onlarin üzerinde etkili oluyor, onlarin hareketlerini sinirlamaya basladi. Bununla ilgili de tedbir almaliyiz. Bu konuda bilim adamlarinin bize yol gösterecegine inaniyorum."
Yorumlar
Yorum Yap