Gözden kaçırmayın

Öğretmen geçmişin öğreticisi, geleceğin kurucusudur”Öğretmen geçmişin öğreticisi, geleceğin kurucusudur”

Cumhurbaskani Abdullah Gül, ''(Terör artti, siddet artti, dolayisiyla onun için biz buna bir çözüm bulalim, artik bulma noktasina geldik) anlayisinda degiliz. Bu mesajin iyi anlasilmasi gerekli. Biz inandigimiz için, yanlislari gördügümüz için, dogru olanlari yapma irademiz oldugu için böyle bir gayret içerisindeyiz'' dedi.Gül, CNN TÜRK televizyonunda canli yayinlanan, ''Egrisi Dogrusu'' adli programda, ülke gündemine iliskin sorulari yanitladi.Cumhurbaskani Gül, ''Anayasada Türk kavraminin olup olmamasi, milliyetçilik, Kürt meselesi, bütün bunlari nasil bir çerçevede bize anlatirsiniz?'' sorusu üzerine, bunlarin Türkiye'nin önemli meseleleri, zaman zaman kendilerini çok ugrastiran konular oldugunu söyledi.Bu meselelerin, Türkiye'nin bütün potansiyelini kullanmasina engel oldugunu dile getiren Gül, bu konulari Türkiye'nin gündeminden çikarmanin, ülkenin menfaatlerine olduguna inandigini vurguladi. Gül, ''Özellikle Kürt meselesi ve terör meselesi. Bunu iki ayak üzerinde görmek isterim ben. Bu, Türkiye'yi uzun zamanlar çok mesgul etmistir, simdi de mesgul etmektedir. Zaman zaman 'Bunu nasil gündemden çikartalim' diye gelenler olmustur fakat netice vermemistir'' diye konustu.Gül, siddetle, terörle bu konularda bir yere varilamayacagina isaret ederek, terörle, siddetle hak alma ve kazanmanin mümkün olmadigini, bunun döneminin çoktan geçtigini belirtti.Hiçbir devletin teröre bas egmeyecegini, terörle hizaya getirilemeyecegini vurgulayan Gül, söyle devam etti:''Devletler, nihayetinde devlet olmanin varligini sonuna kadar bütün güçleriyle mücadele ederek geçirirler. Devletleri idare edenler gelir geçer ama devletler bu kararliligini sürdürürler.Kürt meselesi olarak baktigimizda, geçmisin tabii ki bazi yanlislarinin bugünlerde maliyeti ödenmektedir. Türkiye'de yanlislar sadece Kürt vatandaslarimizin sikayetleriyle ilgili degildir. Türkiye'de geçmiste birçok yanlislar vardi. Türkiye'de çok partili sistem uzun süredir uygulanmakta ama özellikle tek partili sistem sirasinda yapilan yanlisliklar var.''Bütün bunlarin Türkiye'nin demokrasi eksikliginden kaynaklanan problemler oldugunu dile getiren Gül, Türkiye'nin demokratik standartlarinin yükseltilmesi, gelismis, modern, kalkinmis demokrasilerin standartlarini uygulamaya baslamalariyla bu problemlerin aslinda ortadan kalkacagina inandigini ifade etti.''Vicdanlarimiza ters geliyorsa, açikça yanlis dememiz lazim''-''Bir de baska bir unsur var, vicdan unsuru'' diyen Cumhurbaskani Gül, söyle konustu:''Hepimizin vicdani olmasi gerekir veya vicdanlarimiza ters gelen uygulamalar varsa, vicdanlarimiza ters gelen bir durum söz konusuysa, buna açikça 'yanlis' dememiz lazim. Mesela Kayseri'de ben Kürtçe konusan görmedim çocuklugumda, büyüdügümde ama Diyarbakir'a gittigimde herkesin Kürtçe konustugunu gördüm. Ben bunu nasil inkar edebilirim. Inkar edersem bu benim vicdanimla ilgili bir sorunu ortaya çikarir. Dolayisiyla bütün bunlara bu çerçeve içinde baktigimizda inaniyorum ki sorunlari çözebiliriz.Bu meseleler zaman zaman komsular tarafindan kullanilmistir. Vaktiyle soguk savas döneminde, soguk savasin araci olarak kullanilmistir. Sonra komsular kullanmistir. Simdi yine çok kullanilmaya baslanmistir. Türkiye'nin sanki yumusak karni gibi görülmüstür ve bu oyunlara gelenlerin de bunun farkinda olmalari gerekir. Bu ülke hepimizindir, bu vatan hepimizindir.''Hiçbir irk ve etnik grubun sadece bir ülkede yasamadigini dile getiren Gül, ''Türkler de baktiginizda koskoca bir Türk dünyasi var, kaç devlette yasamaktadirlar. Bazilarinda çogunluk, bazilarinda daha az bir sekilde'' diye konustu.Gül, Kürtlerin de ayni sekilde, Türkiye'de, Orta Dogu'nun birçok bölgesinde yasadiklarina deginerek, ''Tüm bunlari tabii ki ülkeler arasindaki isbirliginin, dayanismanin köprüleri seklinde algilamak gerekir. Ama herkesin kendi ülkesinde baris, huzur içerisinde birinci sinif vatandas olarak yasamasi ki bu yönde bir anlayisimiz var'' dedi.Cumhurbaskani Gül, ''Sunu özellikle söylemek isterim ki 'terör artti, siddet artti, dolayisiyla onun için biz buna bir çözüm bulalim, artik bulma noktasina geldik' anlayisinda degiliz. Bu mesajin iyi anlasilmasi gerekli. Biz inandigimiz için, yanlislari gördügümüz için, dogru olanlari yapma irademiz oldugu için böyle bir gayret içerisindeyiz ve umut ederim ki iyi neticeler verir'' ifadesini kullandi.''Yapilmasi gerekenleri yapmaktan kaçinmamak gerekir''-''Türkiye'de teröre karsi son 1,5-2 yil içinde daha kararli mücadele verildi. Ne oldu da simdi hem dilimiz, üslubumuz yumusadi hem çözüm süreci diye basladik. Bizi bu noktaya getiren nedir?'' sorusu üzerine Gül, bu anlayislarinin yeni olmadigini söyledi.''Iyi seyler olacak dedigimde ben geçen sene söylemedim ki daha önce söyledim. Arkadaslarim da ayni sekilde, Hükümet de ayni sekilde, hep ayni anlayis içinde olduk'' ifadesini kullanan Gül, ''Ama bizim bu anlayisimiza karsi silahla çikildiginda daha güçlü silahla cevap vermek durumundaydik. Ama buna karsi bir anlayis söz konusu olursa, evet, eger silahla, siddetle bir yere varmanin bir faydasi yok. O zaman tabii ki demin söyledigim anlayisimiz çerçevesi içerisinde zaten yapilmasi gerekenleri yapmaktan da kaçinmamak gerektigi kanaatindeyim'' dedi.''Farkliliklari saygiyla karsilarsak bunlar problem olmaz''-Cumhurbaskani Gül, ''Milliyetçilik tartismasi, anayasada Türk milleti kavraminin yer almasi, almamasi, bu konularda ne dersiniz?'' sorusu üzerine, bu konulara dar bir açidan da genis bir açidan da bakilabilecegini ifade etti.Buna birçok örnek verilebilecegini vurgulayan Gül, sunlari söyledi:''Türk imparatorluklari dedigimiz Osmanli Imparatorlugu, Selçuklu Imparatorlugu, bunlar insanlik tarihine Türk imparatorluklari olarak geçmemis midir? Benim forsumdaki 16 Türk devleti nasil devletlerdi? Dar anlamda davranmis olsalardi o zaman bunlar insanlik tarihinde Türklerin bu sekilde sanini mühürleyebilirler miydi? Olmazdi. Simdi onlarin öz güvenine baktigimizda nasil genis bir herkesin farkliligini kucaklama ve herkesin farkliligina saygi gösterme anlayisi var.''Farkliliklar zenginlik olarak görülüp saygi gösterilirse zenginlik, tehdit olarak görülmeye baslandigi andan itibaren de gerçekten tehdit olusturacagini dile getiren Gül, imparatorluklarin ise farkliliklari kucakladigini, gönüllü olarak farkliliklarin bir noktada eridigini ve bunun hep beraber milleti meydana getirdigini belirtti.Gül, ''Ama siz onu ayristirmaya, tanimamaya, insanlarin soyunu, sopunu, aidiyetini, babasinin, dedesinin geldigi yerleri, bunlari yok farz etmeye basladiginiz andan itibaren, o zaman etnik bilinci adeta kiskirtmis ve etnik bilinci harekete geçirmis oluruz ki bu yanlis bir seydir. O açidan bu etnik meseleleri çok kurcalamamak ve çok oynamamak gerektigi kanaatindeyim'' diye konustu.Bunlari zenginlik olarak görmek gerektigini vurgulayan Gül, söyle dedi:''Insan fitratindadir, herkes geçmisini, nereden geldiyse atalarina, dedelerine bunlara hep saygi duyar, çocuklarina bunlari ögretmek ister. Bunu gayet normal görmemiz gerekir. Hele Türkiye gibi Osmanli bakiyesi bir toplumda, çok büyük göçler almis bir toplumda, ayni zamanda Orta Dogu ülkesi olan bir ülkede eger bu tip farkliliklari saygiyla karsilarsak bunlar problem olmaz.Yugoslavya, Belgrad, bütün Adriyatik Denizi'ni yönetiyordu. Bütün Adriyatik Denizi Belgrad'dan idare edilirdi. Ama dar bir milliyetçilik anlayisina girdiler sonunda ellerinde sadece bir avuç Belgrad kaldi. Örnekler çoktur. Bu anlamda ben milliyetçilige çok genis anlamda bakmak gerektigi kanaatindeyim. Etnik, irkçilik gibi seyler, bunlar zaten kim bu yoldan gittiyse daima küçültmüstür ve kendi irkini da küçültmüstür.''-''Demokratik, kalkinmis ülkelerin anayasalari örnek alinmali''-Cumhurbaskani Gül, ''Anayasada Türk milleti teriminin kullanilmasi tartismalarinin'' sorulmasi üzerine, ''Türkiye'nin temel unsurlarini tartisacak halimiz yok'' dedi.Bu konularda, modern, demokratik, kalkinmis ülkelerin anayasalarini örnek almak gerektigi kanaatinde bulundugunu ifade eden Gül, bütün anayasalari incelemek gerektigini söyledi.Türkiye'deki kurumlarin da yazarlarin da siyasi partilerin de bunlari inceledigini dile getiren Gül, söyle konustu:''Bütün gelismis, demokratik, kalkinmis ülkeler, anayasalarini söyle aldigimizda, onlar bu isi nasil çözmüsler. Bizim de öyle çözmemiz gerekir. Esit vatandaslik, bu isi rahatlatacagi kanaatindeyim. Bu ülkede hepimiz büyük bir milletiz ve bu milletin birligi ve bütünlügü esastir. Ne kadar çok burada kucaklayici olursak o kadar çok bu ülkeye hizmetimiz olur.1924 Anayasasi'nda yazilan tarif aslinda iyi bir tarif. Çünkü o tarife baktiginizda hem yapisinda hem ruhunda Türkiye'de farkli olanlari taniyor. Onlari reddeden, inkar eden bir anlayis yok orada. Ama maalesef uygulamalarimiz onun hem yapisina hem ruhuna ters bir seklide olmus, uzun süre. Bugün zaten onun problemlerini yasiyoruz. O uygulamalar bilinci olusturmus, o bilinci de kullanan, iste o zamanki soguk savas dönemi yillarinda kullananlar olmus, daha sonra da baskalari kullanmis ve is bugünkü çok kronik ve sikintili hale gelmis. O açidan bu meseleyi, gelismis, demokratik, kalkinmis ülkeler nasil çözdüyse öyle çözmeyi dogru buluyorum.''''Türkiye'nin demokratik standartlarini yükseltme arzumuzdan dolayi''-Cumhurbaskani Abdullah Gül, ''Müzakere süreci devam ediyor. Bu devlet, hükümet, destekleyen partiler tarafindan silah birakma süreci olarak tanimlaniyor. Neyin karsiliginda silah birakiliyor?'' sorusunu, söyle yanitladi:''Herhangi bir pazarlik, böyle bunu görmemek gerekir. Siz bir siddet karsisinda sikisirsiniz ve ondan sonra pazarliga oturursunuz. Türkiye bugün böyle bir noktada degil. Bugün güvenlik güçlerimiz, basta Türk Silahli Kuvvetleri olmak üzere gayet profesyonelce, bütün diger güvenlik güçlerimiz büyük bir koordinasyon ve isbirligiyle görevlerini belki bütün dönemlerden çok daha iyi sekilde yapmaktadirlar. Ama biz hem vicdanimiza hem de Türkiye'nin demokratik standartlarini yükseltme arzumuzdan dolayi, böyle bir anlayisi da görünce o zaman bu ortam ortaya çikmaktadir.''''Böyle bir anlayis Imrali'da neden ortaya çikti'' sorusunu ise Gül, ''Bizim simdi bu konudaki demokratik standartlarimizi yükseltme dedigimde, bunlar anayasa çerçevesi içerisinde olabilir, kanunlarla olabilir, bunlar yerel yönetimler çerçevesinde olabilir, bunlar kültürel bazda olabilir. Ama bütün bunlar Türkiye'nin milli birligini ve bütünlügünü hiçbir sekilde zaafa ugratmayacak çerçeve içerisinde olabilir'' diye yanitladi.BASKANLIK SISTEMI KONUSUTürkiye için önemli olanin hangi sistem olursa olsun ne kadar demokratik olduguna bakmak gerektigini, bunun için Avrupa ve baska ülkelerin örnek gösterilebilecegini, sistemleri demokratik  yapan dengeler ve kontrol sistemlerinin nasil yapildigina bakmak gerektigini belirterek "Bu sistem baskanlik sisteminde baska parlamenter sistemde baska sekildedir.  Yasama Yürütme ve Yargi'nin bir taraftan bagimsiz diger taraftan birbirine destek olacak sekilde yürütülmesinin önemli oldugunu söyledi.   Her iki sistemlerin noksanliklari ve avantajlari oldugunu bu nedenle olaya tek tarafli bakilmamasi gerektigini söyledi. Gül, sistem degisikligi yapilirken konjoktürel degil gelecege yönelik yapilmasi gerektigini dile getirdi.TÜRKIYE HANGI SISTEMI TERCIH ETMELIBugünkü noktaya yeni bir anayasa yapma çalismasi yapmak niyetiyle gelindigini, bunun için komisyon kuruldugunu dile getiren Gül, sistemlerin isleyisine iyi bakmak gerektigini dile getirdi. Kendi tercihinin baskanlik mi parlamenter sistemmi oldugu konusun da olayi tartismaya biraktigini söyledi. Gül, baskanlik sisteminde noksanliklar olmamasi gerektigni söyledi. Türk usulü baskanlik tanimina da deginen Gül, geçmiste Türk usulü demokrasi tanimi oldugunu, burda hangi seviyede demokrasinin tercih edildigi konusunun gündeme geldigini Türkiye'nin yüksek standartlarda bir demokrasi ile yönetilmesinin Türkiye'yi bugünkü noktaya tasidigini söyledi. Gül Türkiye'nin bugün Islam dünyasi ve çevre ülkeler arasinda ön plana çikaran unsurun esitlik, açiklik seffaflik, hukukun üstünlügü, hesap verilebilirligin Türkiye'yi çevresinden farklilandirdigini dile getirdi.GÜL 2014 SONRASI IÇIN NE DÜSÜNÜYORCumhurbaskani Gül, 2014 yili sonrasinda ne yapacagina iliskin soruya ise  bu konunun daha vakti oldugunu vakti geldiginde arkadaslari ile konusacagini ve tartisarak bir karar verecegini söyledi. Gül,  2014 sonrasi için Basbakan Erdogan ile bu konuyu kendi aralarinda kisa bir sekilde konustuklarini dile getirdi. Gül, vatan millet meseleleri ile çocuklugundan beri ilgilendigini, tüm gençliginin ve üniversite hocaligi döneminin de Türkiye'nin gelecegine iliskin düsüncelerle geçtigini, yine de milletin hizmetinde olmaya devam edecegini söyledi.YARGI KARARLARI ILE ILGILI DEGERLENDIRMEUzun tutukluluk sürecine iliskin degerlendirmelerde bulunan Gül, Genelkurmay baskaninin tutuklulugunun kendileri için üzüntü tasidigini, ancak karari mahkemelerin verdigini belirtti. Gül, " devlet baskani olarak Anayasamiza göre yargi konularinda telkinde bulunmak, yönlendirmede bulunmak olamaz. Buna öncelikle riyet etmesi gereken Cumhurbaskanidir. Ancak görüsler olabilir, benim ifadelerim de bu çerçevede degerlendirilmesini dilerim." dedi. Gül,  3 yil içinde  önemli platformlarda bu konuyu dile getirdigini, TBMM Genel Kurulu'nda tüm milletvekilleri ve liderlerin önünde ya da yargi ile ilgili önemli toplantilarda bu görüsleri dile getirdigini söyledi.  Gül, yeni düzenlemelerle  yargidaki sikintilar azaliyor olsa da  bazi davalarda sikintilarin devam ettigini söyledi. Tutukluluk yargida son çare, bunun için de kaçma veya delillerin yok edilmesi konusunda dikkat edilecek konularin basindadir. Hakimlerin önündeki dosyalarda neler oldugunu bilemiyiz.  Ben usul konusunda daha titiz davranmanin gerekliligine inaniyorum. Bu davalarin daha kisa süre içinde bitirilmesin gerektigine inaniyorum. Bazi subaylarin yaslari ortada. Bu süreçte bunlarin da dikkate alinmasini salik veriyorum.TUTUKLU GENERELLERIN DURUMUGenelkurmay'in Türkiye'nin güvenligi için büyük çaba gösterdigini dile getiren Cumhurbaskani Gül, ancak savcilarin tüm iddialari kendilerinin ürettiginin söylenemeyecegini geçmiste bunlarin yasandiginin herkes tarafindan bilindigini dile getirek önemli bir görevdeki komutanin yurt disi görevi yürüttügünü bunu yurt disindan getirip getirmemenin sikintisi oldugunu, bu sikintinin daha çok Deniz Kuvvetleri'nde bulundugu gibi gözüktügünü söyledi.Gül, Katolok suçlar tanimini dile getirerek seçilmis hükümeti düsürme, çalismalarina mani olma' noktasindan baktiginizda hakimleri ve savcilarin da suçlanamayacagini söyledi.  Terör örgütü mensubu olmasa dahi terör örgütü üyesi gibi bir kanun yapilip da bu yargiya veriliyorsa bundan dolayi  ceza veriliyorsa bunun için hakim ve savcinin suçlanamayacagini bunun için öncelikle yasalarin yeniden düzenlenmesi gerektigini bu konuda da yargida yeni düzenlemeler yapildigini söyledi.Gül, belirli günlerde hükümet, genelkurmay ve MIT Müstesari ile görüstügünü kendine gerekli bilgiler verildigini dile getirdi. Yeni yargi paketi çalismalari sirasinda tutuklu bulunan milletvekillerinin de tahliyesinin gündeme gelebilecegi düsüncesinde oldugunu yasi belirli seviyede olanlarin, kaçma veya delilleri yok etme ihtimalinin degerlendirilmesi gerektigini ancak tüm bunlarin zihniyet meselesine takildigini belirterek kanunlarla bu olaylari degerlendirldiginde herseyin sinirlandirildigini, tolerans ve elastikiyetin ortadan kalktigini söyledi.Basin özgürlügü konusunda sikintilar yasandigi iddialarina da deginen Cumhurbaskani Gül, gazetecilik kimligi ile önemli noktalara gelmis kisilerin tutuklanmis olmasinin Türkiye'nin imajini zedeledigini,  bu kisilerin tutuklanmasindan önce de tutuklu gazeteciler bulundugunu ancak o kisilerin gazetecilikten ziyade baska isler yaptigini herkesin bildigini, Türkiye üzerine gazetecilerle ilgili suçlmalardan sonra gerçek gazeteci olmayanlarin da tutuklu gazeteciler semsiyesi altina sokuldugunu söyledi.Gül, "Bir Cumhurbaskani bana Osmanlilardan sonra bir Türk'ün bayragi bu kadar sahlanmamisti" dedi. Bu söz beni çok gururlandirdi. Buna gölge düsmemesi lazim. Benim dikkat çektigim konu da bu. Türkiye'nin sadece ekonomisi degil, yumusak güç tabir edilen tavrina da gölge düsmemesi gerekiyor. Insanlar da düsündügünü yazmasi gerekir. Eger insanlar düsündügünü yazmiyorsa o onlarin sorunudur. Farkli düsünenler de olacaktir.ANAYASA YAZIM ÇALIMALARIYeni anayasa yapimi için uzlasma komisyonunun kurulmasinin çok önemli oldugunu söyleyen Cumhurbaskani Gül,  daha öncesinde TOBB'un önderliginde Türkiye'nin her tarafinda çalismalar yapildigini,  bu çalismalarin bosa gitmesinin düsünülmemesi gerektigini,  bu firsatin kaçmamasi gerektigini belirterek "Böyle bir güçlü bir meclis ortaya çikmaz. Bu kadar çalismalar da heba olmamasi gerekir." dedi.  2010 yilindaki Anayasa degisikligini destekledigini söyleyen Gül,  Avrupa Konseyi, AIHM ve Venedik Konseyi gibi Türkiye'nin isbirligi içinde oldugu tüm kurumlar Türkiye'deki noksanligi anlatiyorlardi. Tüm bu kurumlarla çalisildi yeni bir akredite yargi sistemi ortaya çikti. Ben bunun degistirilmesine gerek olmadigi kanatindeyim." dedi.SURIYE'DEKI ÇATISMALARIN UZAMASI BÜYÜK TEHDITCumhurbaskani Gül, Suriye konusunda üzüldügünü, Suriye'nin kentleri ile bilindigini, 900 km'lik komsumuz olan bir ülkenin kendi kendini imha ettigini, tükendigini görüyoruz, herseyden önce büyük bir aci ve yikim yasaniyor. Dünyada ilk defa bir devlet kendi halkina karsi balistik füze kullaniyor.  Bir ülkenin kendi uçaklari helikopterleri kendi halki tarafindan düsürülüyor.  Allah hiç kimseyi bu duruma düsürmesin. Komsumuzda güvenlik problemleri had safhada, 180 bin cevarinda Türkiye'deki kamplarda Suriyeli var. Suriyelileri Türkiye'nin agirlamasi Türkiye'nin serefidir.  Hükümetin bu kararini dünyanin hertarafi takdirediyor. Türkiye'de büyük bir Suriyeli nüfusu olustu. bununla ilgili güvenlik problemleri çikiyor. Insanlik adina yapilan bir vazifeden taviz verilmemesi gerekir. Bunlar bizi küçültür. Zorda olana kucak açmak bu ülkenin asaletidir. Ancak bu böyle gitmez. Bunun böyle gitmesi suriye'yi yönetenler yok olabilir ancak ondan sonra o ülkeyi yönetecek insanlar da yok olabilir. Bugün Suriye'nin kendi kendisini yok etmesinden fayda umanlar olabilir. Suriye'ye baslangiçta tavir koyanlar bugün ayni noktada degil. Ancak Suriye'ye destek verenler yine ayni noktada. Bunun uzun sürmesi Suriye'nin yok olmasi demektir. Bu nedenle Umuslararasi camianin sorumlulugu var ve kararlilikla bu isin içine girmesi gerekir.  Türkiye olarak halkin yaninda olmamiz gerekir. Bugün Suriye'yi yönetenlere Suriye'nin bu noktaya gelcegini gösterdik. Biz kendisine yazdigimiz mektupta kendi ülkenizin yönetimine yabancilari karistirmayin, süratli adimlar atin,   yarin attiginiz adimlar yeterli olmayacak. Basbakan, disisleri bakani gidip konustu ancak durum bu noktaya geldi.Cumhurbaskani Gül, Ortadogu ülkelerinde yasanan degisimlerden dolayi batili ülkelerin endiseye kapildigini bu yüzden de Suriye konusunda tavir degisikligine gittiklerini söyledi. Suriye halkinin ilimli bir halk oldugunu anlatan Gül, yasayis tarzlari itibari ile serbest bir halk oldugunu belirterek baskici bir yönetimi Suriye halkinin kabul etmeyecegini söyledi.  Ancak savasin uzun sürmesi halinde halkin radikallestirecegini bunun da kötü sonuçlar doguracagini söyledi.ARAP DEVRIMININ GELDIGI SON NOKTALibya'yi 40 yil tek bir kisinin yönettigini hatirlatan Gül, Libya ile temaslarinda hep 'Gerçek Libyalilar nerede' kaygisini tasidigini, en son kendisini ziyaret eden Libyali yöneticilere bunu anlattiginda Libyali yöneticinin agladigini hatirlatarak "Karsimiza korkudan ne konusacagini bilmeyen insanlar çikardi' dedi.  Gül, Misir, Tunus, Cezayir gibi ülkelerin de benzer süreçler geçirdigin ancak iktidara gelenleren önemli bir sinavdan geçtigini iyi yönetim göstermemeleri halinde çok kötü seyler olabilecegi endisesinde oldugun söyledi.Irak'ta tezat olustugunu dile getiren Cumhurbaskani Gül,  Irak'in bütünlügü için çaba gösterdiklerini, o günlerde Irak'in kuzeyi yerine tümü için çaba gösterdiklerini bugün Irak'in Kuzeyine yönelik sicak ilgi yüzünden birçok ülkenin Türkiye'ye tavir koydugunu belirterek, Türkiye için Bagdat'in çok önemli oldugunu ancak Bagdat yönetiminin Türkiye aleyhine konustugunu bunu kabullenmelerinin mümkün olmadigini söyledi.  Cumhurbaskani Gül, Bagdat'in Türkiye'ye yönelik tavrinda Iran'in rolü oldugunu söyleyemeyecegini ancak, Iran'in farkli beklentileri oldugunu bildigini, özellikle Suriye konusunda tezlerinin zit noktalarda oldugunu söyledi. Gül, Iran'in Irak ve Suriye konusunda kendisine ön bariyerler kurdugunu  kendi tehdit algisi nedeniyle zaman zaman ters düstüklerini söyledi.  Türkiye ile Iran arasinda 20 milyar dolar civarinda olusan bir dis ticaret hacmine geldigini bunun çok önemli oldugunu vurguladi.  Gül, Erbil'de bir Türk kalesi bulundugunu, Kerkük'te herkesin Türkçe konustugunu,  bunun unutulmamasi gerektigini söyledi.Gül Türkiye'nin baska ülkelere bakarak politika yapmadigini, ABD ile çok genis alanda isbirligi içinde oldugunu, Türkiye'nin ABD ile çakisan konularinin çok fazla oldugunu, Ortadogu konusunda Türkiye'nin geçmisinin çok önemli oldugunu bu konuda Türkiye'nin mutlaka dikkate alinmasi gerektigini belirtti. Türkiye'nin bu nedenle  Türkiye'nin tekrar Ortadogu'ya dönüsünün bir zaruretten kaynaklandigini söyledi.  Ortadogu'da ülkelerin hepsinin ayri ayri dengelerinin oldugunu bu nedenle ülkelerle iliskilerin saglam tutulmasina öncelik verdiklerini söyledi.TÜRKIYE AB ILISKILERINDE GELINEN SON DURUMMerkel'in Türkiye ziyaretini de degerlendiren Gül,  Almanya'nin Türkiye konusunda rezevrleri bulundugunu Merkel'in bu konuda dürüst davrandigini,  Fransizlarin daha farkli oldugunu ve Sarkozy döneminde adeta bir felaket yasandigini dile getirdi. Gül, Hollande ile görüstügünü pozisyonlarini degistirmeye çalistiklarini ancak köklü bir pozisyon degiskiligi görmedigini söyledi. Gül, "Türkiye kendi fasillarini kendisi açip kendisi kapatmasi lazim. Bu Türkiye için de avantaj, Türkiye saglikta, ihalelerde, egitimde, bilimde neler yapacagini berileyip uyguladgi zaman o ülkelerden biri haline gelmesi mümkün hale geliyor."  Gül; geçmiste Türkiye ile müzakerelerde Türkiye aleyhine tavir alan batililarin bugün Türkiye'nin geldigi noktayi 'AB Türkiye'ye mahkum olacak' noktasinda degerlendirecek hale geldigini belirterek "Türkiye nihayet gerçeklesirse Ingiltere gibi olacak. Para birligine girmesi gerekmeyecektir.  Türkiye için de isin gidisati belki de böyle olacaktir.GÜL'DEN BESIKTAS STADYUMU SORUSUBesiktas stadyumunun bir saray bahçesinde oldugunu, saray bahçesinin yikilip yapildigini, oranin korunmasi, oranin bu sekliyle korunmasi da o stadyumun orada olmasiyla saglanmistir.  O stadyumun oradan gitmesinden bir dönem sonra oraya yine bir gökdelen yapilir. O nedenle oranin dogasina uygun bir stadyum yapilmasi daha iyi olacaktir. Gül, kitap okudugunu, önemli filmleri de izleme firsati bulundugunu dile getirdi. Lincoln filmini de aldigini yakinda izleyecegini söyledi.