Gözden kaçırmayın

Cumhuriyetimizin kurucusu,  bağımsızlığımızın mimarı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü vefatının 86. yıl dönümünde bir kez daha şükranla aniyoruzCumhuriyetimizin kurucusu,  bağımsızlığımızın mimarı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü vefatının 86. yıl dönümünde bir kez daha şükranla aniyoruz

2019-2020 egitim-ögretim yili birinci kanaat dönemi, gelecege yönelik çizilen hedeflerin uzaginda, egitim çalisanlarinin sorunlarinin çözümünün yeni döneme devredilmesiyle, köklü sorunlara kalici çözümler getirecek adimlarin beklentisiyle sona ermis bulunmaktadir. Üç yillik hizmet süresini tamamlayan sözlesmeli ögretmenlere yer degisikligi hakki taninmasi, Ögretmenlik Meslek Kanunu’nun taslaginin hazirlanmasi, ögretmen atama ve yer degistirme süreçlerine iliskin bir çalistay yapilmasi gibi bazi adimlarin disinda beklentileri karsilayacak bir is ve islem hayata geçirilmemistir. Meslegin itibarini artiracak, ögretmenlerin haklarini gelistirecek kanun ivedilikle çikarilmalidir Bir an evvel çikmasini istedigimiz kanun, ögretmenlerin haklarini ve yetkilerini koruyacak ve gelistirecek bir eksende ele alinmalidir. Ögretmenlerin görev, yetki, hak ve sorumluluklarinin belirlendigi, mesleki gelisim ve kariyer basamaklarinin ve is güvencelerinin tanimlandigi, ögretmene destek niteliginde bir meslek kanunu bir an önce çikarilmalidir. Sözlesmeli ögretmenlikten vazgeçilmeli, istihdam modeli kadrolu olmalidir Sözlesmeli ögretmenlik uygulamasi anayasal haklari sinirlamakta, aile bütünlügünü bozmakta, esleri birbirinden, çocuklari da anne babalarindan ayri birakmakta, ögretmenleri isi ile esi arasinda tercihe zorlamaktadir. Kamu istihdam politikalarina yön verenler, nitelikli kamu hizmetinin ancak is ve iç huzuruna kavusmus, anayasal haklari tesis edilmis kamu personeli eliyle yürütülebilecegini görmeli, sözlesmeli ögretmenler kadroya geçirilmelidir. 3600 ek gösterge konusundaki hakli beklenti küskünlüge dönüsmeden sözün geregi yerine getirilmelidir Ögretmenlere 3600 ek gösterge verilmesi basta olmak üzere, seçim sürecinde kamu görevlilerine verilen vaatler ivedilikle yerine getirilmeli, sözlerin yerine getirilmemesinin olusturacagi sosyal maliyet gözden irak tutulmamalidir. Siddete basvurmanin bedelinin agir oldugu yasal bir düzenleme yapilmalidir Egitim ve ögretim hizmeti sunumu esnasinda veya verilen egitim ve ögretim hizmetinden kaynaklanan nedenlerle egitim çalisanlarina karsi cebir, siddet veya tehdit kullanan kisilere hapis cezasi verilmesi; egitim kurumlarinda görev yapan personele karsi görevleri sirasinda veya görevleri dolayisiyla islenen kasten yaralama suçunun tutuklama nedeni varsayilan suçlardan sayilmasi ve egitim çalisanlarina karsi islenen suçlar sebebiyle ceza hukuku kapsaminda yürütülmekte olan islemlerde ve davalarda personelin talebi üzerine Bakanligin hukukî yardimda bulunmasi noktasinda düzenleme yapilmalidir. Egitim kurumu yöneticiligi kariyer meslegine dönüstürülmeli, her olumsuzlugun faturasi yöneticiye çikarilmamalidir Egitim kurumu yöneticiligi, ikincil görev olmaktan çikarilarak mesleklesmeyi saglayacak çalismalar yapilmali, bununla ilgili olarak yetistirme programlari hazirlanmalidir. Okul liderligi, yetki ve yeterlilikler yönünden güçlendirildigi gibi, maddi ve manevi yönden de cazip bir meslek hâline getirilmelidir. Ögretmenlerin yer degisikligi islemlerinde magduriyeti önleyecek adil bir süreç isletilmelidir ‘Ögretmen Atama ve Yer Degistirme Süreci Tespitler ve Bir Model Önerisi’ raporumuzda Bakanligin ve kamuoyunun dikkatine sundugumuz üzere, yer degisikligi talepleri adil ve hakkaniyete uygun sonuçlar üretecek sekilde yeniden tasarlanmalidir. Egitimin kalitesi için ter döken memur ve hizmetli çalisanlarimizin özlük haklari iyilestirilmelidir Millî Egitim Bakanligi kadrolarinda Genel Idare Hizmetleri Sinifi, Teknik Hizmetler Sinifi, Yardimci Hizmetler Sinifi ve diger hizmet siniflarinda çalisanlarin egitim-ögretim hizmetinin aksamadan en etkin sekilde yürütülmesi için emek sarf ettigi gerçegi görülmeli; egitim-ögretim sinifi çalisanlarina taninan haklar kendilerine de taninmalidir. Sef, memur ve hizmetlilere ögretim yilina hazirlik ödeneginin ödenmemesi hak ve adalete uygun degildir. Bu nedenle, hazirlik ödenegi, ögretmenlerle birlikte egitim ve ögretim hizmetlerinin yürütülmesinde emek sarf eden Millî Egitim Bakanligi’nin merkez ve tasra teskilati kadrolarinda görevli tüm hizmet siniflarindaki egitim çalisanlarina da ödenmelidir. Egitim kurumlarindaki personelin haftalik 40 saati asan çalismalarinin karsiligi fazla çalisma ücreti ödenmesi ya da personel yetersizligi gerekçesine siginilmadan fazla çalisma karsiligi izin hakkindan faydalanmalarinin saglanmasi yönünde düzenleme yapilmalidir. Unvan degisikligi sinavi bir an önce yapilmalidir Memur ve hizmetliler basta olmak üzere, Genel Idare Hizmetleri Sinifi, Teknik Hizmetler Sinifi, Yardimci Hizmetler Sinifi ve diger hizmet siniflarinda yer alan egitim çalisanlarinin liyakat ve kariyer ilkeleri çerçevesinde mesleki ilerlemelerini saglayan en önemli araçlardan birisi olan unvan degisikligi sinavlari konusunda Bakanlik somut adim atmali, unvan degisikligi sinavlarini ivedilikle gerçeklestirmeli; görevde yükselme sinav sonuçlari çerçevesinde atama bekleyen bos kadrolara, seffaf ve merkezi bir süreç dâhilinde atama yapmalidir. Darbecilerin izleri tamamen silinmeli, darbe ürünü kilik ve kiyafet yönetmeligi degistirilmelidir Kamusal alan yalaniyla yillarca kadinlara ve kiz ögrencilere yönelik uygulanan kilik ve kiyafet dayatmasi, verdigimiz mücadele, yaptigimiz eylem ve etkinlikler sonucunda kaldirilmis, kamuda çalisan kadinlara yönelik ‘basi açik’ ibaresinin yönetmelikten çikarilmasiyla kadinin kamu hizmetine katiliminda bir engel asilmis; Millî Egitim Bakanligina Bagli Okul Ögrencilerinin Kilik ve Kiyafetlerine Dair Yönetmelik’te de yapilan degisiklikle ögrencilere kilik ve kiyafet dayatmasinin kaldirilmasi son derece önemli bir adim olmus ve bir yasak daha tarihe karismistir. Kamu görevlilerini ilgilendiren çerçeve yönetmelikte acilen degisiklik yapilmali ve alti yildir sürdürdügümüz serbest kiyafet eylemi gerekçelerimizden olan erkek kamu görevlilerine kilik ve kiyafet dayatmasindan da vazgeçilmelidir. Yariyil, egitim yöneticileri için sorunlara odaklanip çözümler üretme dönemi olmalidir. Egitim-Bir-Sen olarak, birinci kanaat döneminin ögrencilerimiz için aktif bir dinlenme dönemi olmasini temenni ediyor, gelecegimize verdikleri emeklerden dolayi egitim çalisanlarimiza tesekkür ediyoruz. Mustafa ARSLAN Memur-Sen Il Temsilcisi Egitim Bir-Sen 1 Nolu Sube Baskani