Gözden kaçırmayın

Cumhuriyetimizin kurucusu,  bağımsızlığımızın mimarı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü vefatının 86. yıl dönümünde bir kez daha şükranla aniyoruzCumhuriyetimizin kurucusu,  bağımsızlığımızın mimarı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü vefatının 86. yıl dönümünde bir kez daha şükranla aniyoruz

Türk Hava Yollari’nin (THY) kabin içi dergisi olan ve ayda yaklasik 500 bin tirajiyla Türkiye’nin en fazla okunan dergisi Skylife’in Aralik sayisi çikti. Derginin bu sayisinda UNESCO tescilli Afyon mutfagina genis yer verildi. Dünyanin 124 ülkesinde 306 noktaya uçan THY’nin kabin içi dergisi olan Skylife, aralik ayi sayisinda Afyonkarahisar’in mutfagi basta olmak üzere sehrin tarihi, kültürel ve dogal güzelliklerine hem Türkçe hem de Ingilizce olarak yer verdi.  Afyonkarahisar Valiligi Tanitim Ofisi Koordinatörlügü’nde Afyonkarahisar Belediyesi ve Megabirlik Medya’nin destekleri ile ortaya çikan çalismada Skylife Dergisi’nden Asli Bora ve Filiz Kumru sehri tanimak amaciyla 3 gün boyunca çalisma yapmisti. Dergide Afyon Mutfagi’ndan  bamya, dügün çorbasi, Afyon kebabi, katmer, bükme, sucuk, keskek, kaymakli ekmek kadayifi  gibi yöresel lezzetler anlatildi. Dergide Afyonkarahisar su cümlelerle anlatiliyor: AFYON MUTFAGI ARTIK UNESCO’DAN TESCILLI Ilhamini Ege’den, bereketini Anadolulu kimliginden alan, yollari ve yolculari birlestiren sehir. Tadi her daim damakta kalan kaymakla özdeslesen Afyon mutfagi artik UNESCO’dan tescilli.Afyonkarahisar, Kral Yolu’ndan Ipek Yolu’na ve bütün zamanlardan günümüze yolculara mesken olan bir sehir. Her mevsim serin havasina inat simsicak termal sulari, kaymakla müsemma mutfagi, cana yakin insanlariyla sasirtici ve leziz. Üstelik bu lezzet UNESCO tarafindan tescillendi ve Afyonkarahisar gastronomi alaninda 2019 UNESCO “Yaratici Sehirler Agi”na dâhil edildi. Sucuk, kaymak, patatesli köy ekmegi, keskek, lokum gibi yöresel lezzetlerini düsününce binlerce yillik mutfak geleneginin taçlandirilmasi beklenen bir durumdu zaten. Iste bu sebepten yerel tatlarin izinde Afyonkarahisar’i kesfetmenin tam zamani.   Hasmetiyle göz kamastiran kalenin eteklerinden basliyorum Afyon’u adimlamaya. 2005 yilina kadar sehrin ismi resmî olarak Afyon oldugundan, halk arasinda hâlen bu isim yaygin. Devasa bir kaya üzerinde, 226 metre yüksekliginde Karahisar Kalesi’nin bir an bile görüntüden çikmadigi bir yürüyüs bu. Sessiz eski sokaklardaki tarihî evler geçmis günlerin zarafetini yansitiyor. Mahcup çocuklarin rehberliginde sade ama içten bir tanisma sunuyor sehir. Birbirini kesen sokaklara açilan sayisiz pencere ve kapi arasinda yürürken kendimi roman kahramani gibi hissediyorum, derken Ulu Cami’ye variyorum. 40 ahsap sütunu, yipransa da dikkatli gözlerden kaçmayan süslemeleriyle Ulu Cami, Selçuklulardan bu yana sehrin sembol yapilarindan. Caminin sira disi güzelliginden uzaklasmadan, hemen karsi sirasinda yer alan tarihî konagin çagrisina kulak veriyorum. Afyon’un geçmisinden esyalarla donatilmis konak bugün bir kafeye dönüstürülmüs. Simsicak çay serin havada ilaç gibi geldi derken, masaya, teklifsiz, ev yapimi bükme geliyor. Mercimekle yapilan bir tür börek olan bükme, bölgede çayin en iyi eslikçisi olarak kabul ediliyor. Hamur isinin mercimekle bulusmasindan dogan lezzetin sirrini Afyonlular “Ev yapimi olursa, hele bir de tas firinda piserse, tam kivamini bulur.” diye açikliyor. DÜNYA MEVLEVILIGI’NIN IKINCI DURAGI Sokaklari arsinlamaya devam ederken Türbe Caddesi üzerindeki Sultan Divani Mevlevihanesi’nin çekim alanina giriyorum. Tarihi XIII. yüzyila uzanan mevlevihane, gelenege göre Konya Mevlevihanesi’nden sonra ikinci sirada geliyor. Hz. Mevlâna’nin yedinci kusak torunu Sultan Divani’nin çaginda Mevlevilik geleneginin merkezlerinden olan mekânin huzuru gönlüme isliyor. Pencerelerden bakanlar, hâl hatir soranlar esliginde kesme tas cephesiyle Millet Hamami’na variyorum. Zamaninda bölgede yasayan Ermeni ustalar tarafindan insa edilmis hamam Afyon’un çokkültürlü geçmisinin bir parçasi. IMECE USULÜ AFYON EKMEGI YAPAN KADINLARA RASTLADIM Afyon her kösebasinda ayri bir hikâye sakliyor. Küçük bir firinda imece usulü patatesli eksi mayali köy ekmegi pisiren kadinlara rastliyorum. Firindan yeni çikmis ekmeklerden koca bir parçayi elime tutusturuyorlar. Dumani üstünde ekmek elimi yakarken çarsiya dogru yöneliyorum. Ara sokaklarda yöreye özgü en eski el sanatlarindan keçenin yapilisina taniklik ediyorum. Yünü keçeye dönüstüren ustalar hummali bir çalisma içinde olsa da selami eksik etmiyor. Antikacilarin vitrinlerini seyredip tas isçiliginin ince zevkini yansitan kapilardan geçiyor, Asçi Bacaksiz Lokantasi’na giriyorum. Dört kusaklik aile isletmesi Asçi Bacaksiz, mütevazi ve minik bir dükkân. Menüsü kuzu kebabi ve kaymakli ekmek kadayifindan ibaret olan mekâna erken gitmek önemli. Zira aksama kalirsaniz enfes kuzu kebabin tadina bakamazsiniz. LOKUMCULAR VE SUCUKÇULAR TIKLIM TIKLIM Uzun Çarsi’nin sekercileri ve sucuk satan dükkânlari günün her saati tiklim tiklim. Kaymakli lokumun hasi caddeye sira sira dizilmis. Sekerciler önünde uzun kuyruklar… Tarihî bedesteni, XVII. yüzyil ortalarinda yapilan ve açik avlusunda dinlenilebilecek Tashan’i gördükten sonra bir konaga giriyorum. Osmanli sivil mimarisinin etkilerini tasiyan konak restore edilmis ve Kültür ve Sanat Evi olarak yörenin gündelik hayatindan sahnelerin yansitildigi bir mekâna çevrilmis. Merdivenlerden çikip kapiyi aralamak baska bir devre ait anilara, geleneklere, yasam biçimine geçmek gibi. ALIMOGLU MÜZIK MÜZESI FARKLI BIR DENEYIM Burmali minaresiyle dikkat çeken Gedik Ahmet Pasa Camii ile, Afyon’un kültürel mirasini itinayla saklayan ve zengin koleksiyonuyla insani hayal âlemine sürükleyen Arkeoloji Müzesi ile kentin geçmisinde gezintimi sürdürüyorum. Sonra müzigin ritmine uyup Afyon Kocatepe Üniversitesi Devlet Konservatuvari’nin kapisini çaliyorum. Konservatuvarin giris katinda yer alan Alimoglu Müzik Müzesi, dünyanin dört bir yanindan devsirilmis çalgilarla farkli bir müze deneyimi yasatiyor. Müzede her enstrümanin sesini dinleme imkâni var, üstelik konservatuvarin dersliklerinden yükselen nagmelerle kulagin pasini silmek de mümkün. FRIGLERDEN BERI YERLESIM YERI Afyon bereketli topraklari ve stratejik konumuyla tarih boyunca medeniyetlerin göz bebegi olmus. Hattilerden baslayarak nice uygarlik bu memlekette kök salmis, derin izler birakmis. Dogal güzelliklerin tarihle harmanlandigi bölgeyi kesfetmek için Friglerden beri yerlesim yeri olan Ayazini köyüne ugrayip Frig Vadisi’nin yeryüzünde hiçbir yere benzemeyen atmosferinde kayboluyorum. Volkanik tüflerin olusturdugu jeolojik yapisiyla Frig Vadisi, sinirlari komsu sehirlere kadar uzanan genis bir alan. Frigya ve Roma’dan mezarlar, sapeller ve anitlarla sarilmis gerçek disi bir dünya. Bölgeden ayrilmadan Demirli köyünde domatesin bahçeden, ekmegin anne elinden çiktigi simsicak bir sofraya kuruluyorum. Közde pisirilmis patatesin yöresel tuluk peyniriyle katik edilmesi gerektigini burada ögreniyorum. Tuluk, bir tür tulum peyniri; patatesle birlesince acil durumlarin leziz kurtaricisi oluyor. DOGANIN EL DEGMEMIS YÜZÜ: EBER GÖLÜ Frig Vadisi’nin termal sularla ünlü bölgelere yakinligi gezginleri cezbediyor. Antik Çag’dan bu yana kaplicalariyla sifa dagitan Afyon siradan bir seyahati renklendirecek birçok alternatife sahip. Doganin el degmemis yüzüne dokunmak için Eber Gölü yoluna düsmeli. Merkeze yaklasik bir saatlik mesafede yer alan Eber Gölü sazliklarla çevrili tabiatiyla, farkli kus türlerinin ugrak noktasi olmasiyla dogal hayatin güzelliklerini sunuyor. KURTULUS SAVASININ KAHRAMAN SEHRI AFYON Kugulari izleyip yeniden merkeze döndügümde Uzun Çarsi’daki Tarihî Ikbal Lokantasi’nda solugu aliyorum. Lokantanin hem sefi hem isletmecisi Mehmet Pancar’la uzun uzun sohbet ediyoruz. Manda sütünün Afyon kaymagindaki yerini, bu sehirde günün ilk ögününün keskek oldugunu, özel günlerde kurulan “Sira Yemegi”ni kendisinden ögreniyorum. Kurtulus Savasi kahramani sehirde, Atatürk’ün “Ikbal” adini verdigi bu lokantada patlican böreginden kaymakli ekmek kadayifina harika lezzetler tadiyorum. Afyon’a, her seyiyle tadi damagimda, yeniden görüsmek üzere veda ediyorum. 1 AY BOYUNCA TÜM DÜNYADA OKUNACAK Öte yandan dergide yer alan yöresel lezzetlerin nasil yapilacagi noktasinda okuyucularla tariflerde paylasildi. Derginin aralik ayi sayisinin bir ay boyunca  THY’nin uçtugu dünyanin her noktasindaki yolcularin bu dergiye kolaylikla ulasabilecegi belirtildi.