Gözden kaçırmayın
Öğretmen geçmişin öğreticisi, geleceğin kurucusudur”- Afyonkarahisar’da yarim asirdir hiç ayrilmadan birlikte çoban kepenegi imal eden üç kardesin kuzu yününden ürettikleri kepeneklerin ünü ülke genelini sardi. Afyonkarahisar’da biri 70 digeri 67 ve en küçükleri 55 yasindaki Erkus kardesler, dedelerinden kendilerine miras kalan keçecilik ve kepenekçilik isini yarim asirdi hiç ayrilmadan ayni atölyede sürdürüyorlar . Bu güne kadar hiç ayrilmadan ayni isi yapan Mehmet, Mustafa ve Ismail Erkus kardesler, ürettikleri çoban kepeneklerini Türkiye’nin her yerine gönderiyorlar. Çobanlarin neredeyse vazgeçilmezi olan kuzu yününden yapilma kepenekler, dagda koyun otlatan kisileri yazin sicaktan, kisin ise soguktan koruyor. Üç kardes çoban kepenegi imalati yaptiklarini söyleyen Ismail Erkus, 50 yildir agabeyleriyle birlikte çalistigini kaydetti. Erkus, “Bizim bu meslegimiz dedemizden gelen bir meslek. Dedemizden babamiza, babamizdan bize geçen bir meslek. Agabeylerimin bir tanesi simdi 70 yasinda. Öbürü 67 yasinda, ben 55 yasindayim. Biz çocuklugumuzdan bu yana, 5 yasimizdan beri bu atölyedeyiz. Yani agabeylerimden 2’si 60 senedir ben 50 senedir onlarla beraber çalisiyorum” dedi. Kepenegin bir izolasyon malzemesi oldugunu ve kuzu yününden yapildigini belirten Erkus, “Kuzu yünü olmasindaki amaç kuz yününün ince elyafli olmasi, daha kaliteli olmasindan, sikisma özelliginin olmasindan dolayi kuzu yünü kullaniyoruz. Bu kepenek suanda çobanlar daga çiktiklari zaman hava ne kadar sicak olursa olsun, dagda üsümemek için bu kepenegi kullanmak zorundalar. Bu kepenegin yani sira yataklarin üzerine keçe yapiyoruz, bel korseleri yapiyoruz, keçeden yelekler yapiyoruz, ayakkabi tabanliklari yapiyoruz” diye konustu. Çoban kepeneginin yapilis asamalarini anlatan Erkus “Mayis-Haziran aylarinda Hidrellez kuzulari dedigimiz kuzular kirkilmaya baslar. Yünleri kirkildiktan sonra bunlarin, bize gelir bu yünler. Biz onlari ilk asamada yün tarayan makinede inceltiriz. Daha sonra bunlari hasirlarin üzerinde elyaf halindeyken 30-40 santim yünleri kalin halde saçariz . Bunlari kaliplama makinesine veririz o makinde bunlar 1 saat sikistiktan sonra 40 santim-50 santim olan yün 1-1,5 santime düser. Kepenekte biz bunu iki kat haline getiririz daha sonra. Iki kat haline getirdikten sonra yeniden kaliplama makinesine veririz, bir daha üzerine yün serip bunlarin sikistirilmasini saglariz. Eger düz keçe olmasini istiyorsak bunu islemin bir sefer olmasi gerekir” dedi. Çoban kepeneginin çobanin olmazsa olmazi olduguna dikkat çeken Erkus, “Bizim günlük 5 tane, 6 tane kepenek yapma kapasitemiz var . Talep çogalirsa yanimiza kendi çocuklarimizi getiriyoruz ve talebi karsilamaya çalisiyoruz. Ama sunda bu is için çirak yetistirmek mümkün degil. Gelen çirak meslegi ögrenme amaçli gelmiyor. Ama herkesin meslek ögrenmek için insanlarin bedel ödemesi gerekir. Suanda satislarimiz iyi. Hayvancilik çogaldikça bizim satislarimiza ragbet çok. Zaten çobanin her seyi bu. Çoban kepenegi olarak düsündügümüzde bunu almak zorunda çoban. Türkiye genelinde bu isi yapan usta sayisi 15-20 kisiyi geçmez” dedi. Kardesleri ile birlikte onlara hep agabeylik hem de ustalik yapan Mehmet Erkus ise, “Birbirimize saygimiz, sevgimiz sonsuzdur. Her seye karsi birlikte gögüs gereriz. Çiraklik ta yaptik. Bunlarin ikisinin de ustalari benim. Iyiyiz hamdolsun. Iyi sekilde yürütüyoruz isi. Bizim isimiz agar is oldugu için bel fitigi, ayakta diks kaymasi falan oldu. Onlardan da ameliyat olduk . Suanda yine Allaha sükürler olsun çalismaktayiz” dedi. Ortanca kardes Mustafa Erkus’ta uzun yillar bu isi yaptiklarini belirterek, “Ben samimi söylüyorum babamdan korkmazdim ama agabeyimden korkardim. Çünkü devamli çalistigimiz için korkardim. Babamla çalismazdik fazla, devamli agabeyimle çalisirdik. Agabeyim benim ustamdir, Allah Razi olsun bana meslek verdi” diye konustu.
Yorumlar
Yorum Yap