Gözden kaçırmayın
Öğretmen geçmişin öğreticisi, geleceğin kurucusudur”Bir süredir ülke gündemimizde yer alan ve odaginin tek bir projeden, tüm madencilik faaliyetlerine karsi bir tepkiye kaymasini üzüntü ve endise ile izledigimiz bir süreçten geçmekteyiz. Doga ile iç içe, doganin belirledigi yerde ve kosullarda çalismak zorunda olan ve bunu gönülden yapan insanlar olarak, olaylarin kamuoyuna yansima sekline baktigimizda çevreye iliskin kaygilari, gelecegi için endiseye kapilanlari elbette anliyoruz. Biz madenciler olarak “maden veya çevre” demiyoruz, biliyoruz ki “veya” dedigimizde veya ile bagladiklarimizin birinden vazgeçmek zorundayiz. Oysa biz ne madenden ne de çevreden vazgeçebiliriz. Bu nedenle biz biliyoruz ve inaniyoruz ki insana ve çevreye duyarli ve katki saglayarak dünya standartlarinda madencilik yapabilen/yapan teknik kapasitemiz, insan kaynagimiz, teknolojimiz, mühendislerimiz var… Türkiye’de Madencilik Faaliyetlerini Niçin ve Nasil Yapmaliyiz? Bugün madencilik sektörüne yatirim yapan yatirimcilarin ve sektörde çalisan madencilerin hedef gösterilmeye devam edilmesi halinde; ülkemiz enerji ihtiyacinin karsilanmasina; ülkemiz sanayisine ve sehirlerimizin altyapi/üstyapi ihtiyaçlarina kendi kaynaklarimizdan hammadde/mamul saglayan maden isletmeleri, nasil çalisacaktir, ülkemizin bu ihtiyaçlari nereden ve nasil karsilanacaktir, ya da madenler üretilmezse bu isten kimler kazançli çikacaktir? Öncelikle bu sorulari sormaliyiz kendimize. Madencilikte disa bagimliligimiz giderek artmaktadir. Ülke olarak toplam ithalatimizin yaklasik 75’i enerji, hammadde ve ara mal kalemlerinden olusmaktadir. Ihtiyaç duydugumuz enerji kaynaklarini ve metalleri disaridan satin almak için her geçen yil çok büyük bedel ödüyoruz. Ülkemiz ithal kömür, demir cevheri, altin, bakir, kursun, çinko ve birçok maden ve metale her yil yaklasik 25 Milyar USD bedel ödüyor. Kendi maden potansiyelimizi degerlendirmede ciddi sorunlar yasadikça bu bedel her geçen gün daha da artacaktir. Bugün refah düzeyi yüksek ülkelerin geldigi nokta analiz edildiginde bu ülkelerin enerji ve maden ihtiyaçlarini kendi kaynaklari ile karsiladiklari görülmektedir. Ülkemizin gerek enerji gerekse diger maden varligini öncelikle bilmesi, sonrasinda bunlarin önce insan ve çevre duyarliligi ile sürdürülebilir kaynak kullanim ilkesi dogrultusunda, disa bagimli olmadan kamu yarari gözetilerek üretmesi ve kullanmasi kaçinilmazdir. Bu nedenle madencilik faaliyetlerinin durdurulmasini degil, bu isletmelerin insana ve çevreye duyarli bir sekilde faaliyetlerini sürdürmesini toplum olarak istemeliyiz. Anayasa, Yasalar ve Madencilik Anayasamizin 168.maddesinde, madenlerin Devletin hüküm ve tasarrufu altinda oldugu, bunlarin aranmasi ve isletilmesi hakkinin Devlete ait oldugu, Devletin bu hakkini belirli bir süre için, gerçek ve tüzel kisilere devredebilecegi, bu durumda kisilerin uymasi gereken sartlar ile Devletin yapacagi gözetim ve denetimin Kanunla düzenlenecegi belirtilmistir. Anayasamizin 168. Maddesine göre yürürlüge giren 3213 sayili Maden Kanunu’nda da madenlerin aranmasi, isletilmesi ve üzerinde hak sahibi olunmasi ile ilgili tüm hususlar düzenlenmistir. Ülkemizde bir maden ruhsat sahasinda arama ve isletme faaliyetinde bulunabilmek için öncelikle yasalara uygun sartlarin saglanmasi ile maden ruhsati alinmakta, bu ruhsata dayali olarak faaliyet gerçeklestirilmesi için ise yine Çevre, Orman mevzuatlarina ve diger yasalara uygun sekilde Devletin ilgili kurumlarinca izinlerin verilmesi halinde madencilik teknigine uygun olarak faaliyet gerçeklestirilebilmektedir. Kisaca madencilik faaliyetlerinin tüm asamalari için ayri ayri ilgili kurumlardan izin alinmakta ve faaliyetler tüm bu kurumlarin gözetim ve denetimi altinda yürütülmektedir. Ayrica verilen tüm ruhsat ve izinlere karsi herkes yargiya basvurabilmektedir. Kamuoyunda tartismaya açilan madencilik projelerinin birçogunda yargiya basvurma hakki kullanilmis, yarginin verdigi karar dogrultusunda süreç islemis, kesinlesen yargi karari dogrultusunda ya madencilik faaliyetine baslanmamis veya faaliyetler durdurulmus ya da faaliyetlere baslanmis veya devam edilmistir. Hukukun üstünlügüne, hukuk devleti ilkesine inanan madenciler olarak bu süreçler sonunda faaliyete geçen isletmelerin faaliyetlerinin hukuk kurallari disina çikilarak engellenmeye çalisilmasini, protesto hakkini asarak isletmelere fiziki müdahalelerde bulunulmasini anlamakta güçlük çekiyoruz. Madencilik kamu yarari çerçevesinde partiler üstü bir anlayisla ele alinmalidir Madencilige yasak olmayan alanlarda, yasalara uygun olarak yürütülen faaliyetleri yasa disi olma iddialari ile engellersek bu ülkede hangi yatirimci neye güvenerek yatirim yapabilir? Madenciligin partiler üstü bir anlayisla ele alinip yürütülmesi ve ülkeye katkisinin arttirilmasi toplumun refahi için önemli ve gereklidir. Dünyada kendi yer alti kaynaklarini degerlendirmeyen bir ülke var mi? Madencilikle ilgili her türlü çevre sorunlari bugünkü bilim ve teknigin ulastigi seviye sayesinde çözüme kavusturulabilmektedir. Insani ve çevreyi önceleyen, sanayinin ihtiyacini disa bagimli olmaksizin kendi kaynaklari ile saglayan, istihdam yaratan, ihracat potansiyeli olan madencilik sektörü, tüm toplumca desteklenmesi ve sahip çikilmasi gereken bir sektördür. Bu sektöre milli menfaatler gözetilerek ve partiler üstü bir anlayisla yaklasilmasi beklenmektedir. Madensiz yasam mümkün mü? Insanoglunun çagdas yasama dogru yolculugu yüz yillar öncesinde madenlerin bulunmasi ile baslamis, bugünse modern hayatin devamliliginin madenlerin varligina bagli oldugu bir boyuta gelmistir. Madencilik, modern hayatin can damari olmustur. Bugün yasadigimiz ev, kullandigimiz telefon, su içtigimiz bardak, tabak, cam, televizyon, bilgisayar, otomobil, uçak, gemi aklimiza ne geliyorsa madenlerden yapilmaktadir. Madencilik sadece hayati kolaylastiran ürünlerin yapiminda degil, insanin hayatta kalmasi için elzem olan tip ve gida üretimi gibi sektörlerde de dogrudan ya da dolayli olarak vazgeçilmez bir rol oynamaktadir. Eger bugün telefon, televizyon, buzdolabi, bilgisayar, elektrik, kalorifer sistemi, araba, tren, köprü, hastane, modern saglik hizmetleri, bankacilik sistemleri, kolay ulasilabilir gida gibi hayat kalitesini artiran ve insanin yasam süresini uzatan tüm gelismis olanaklardan vazgeçebileceksek madencilik olmadan yasamak belki mümkün olabilir. Aksi halde konusulmasi insanligin adina ve faydasina olan en önemli konu, madenciligin dogru yapilmasidir. Dogru madencilik için kast edilense dogal kaynaklarin sürdürülebilir üretimi, çevresel etkilerin yönetimi ve güvenli üretimdir. Yer kabugunu kazmadan madenleri bulunduklari yerden çikarmak mümkün mü? Günümüz dünyasinda madensiz yasam medeniyet döngüsü sebebiyle olanaksiz hale gelmistir. Daha refah dolu bir yasam istegi, yer kabugundan daha fazla maden çikarilmasina yol açmaktadir çünkü günlük yasamimizda kullandigimiz tüm araç ve gereçler yer kabugunun derinliklerinde bulunan madenlerden yapilmaktadir. Madenler, bulundugu yerde isletilmek zorundadir Madenler milyonlarca senede magma hareketleri ve jeolojik süreçler sonucunda olusmaktadir. Madenlerin yerini degistiremeyiz. Madenler nerede ise oradan çikarilmak zorundadir. Yer kabugunu kazmadan, yer kabugunun derinliklerindeki kayaçlarin içinde gömülü olan madenleri bulundugu yerden çikaramayiz. Ancak bazi alanlarda da madencilik faaliyetlerine ülkemizde kesinlikle izin verilmemektedir. Bu alanlar; muhafaza ormanlari, özel çevre koruma bölgeleri, milli parklar, yaban hayati koruma ve gelistirme sahalari, içme suyu barajlarinin mutlak ve kisa mesafe koruma alanlari, sit alanlari vb. diger alanlardir. Orman alanlarinda maden üretimi nasil yapilmaktadir? Madencilige yasak olmayan alanlardaki, üzerinde agaç ve altinda maden olan yerlerde, yerin altinda gömülü madenleri bulundugu yerden çikarabilmemiz için zorunlu olarak üstündeki agaçlar kesilebilir.Bu kesim isleminde önemli olan noktalardan biri, kamu yarari üstünlügünün gözetilmesidir. Bunun sonucunda agaç kesilmesi gerekiyorsa bu islem, ÇED Olumlu Karari verilen ÇED Raporu’ndaki esaslara uygun olarak, Tarim ve Orman Bakanligi’nin onay verdigi alanlarda, Maden Kanunu ve Orman Kanunu esaslarina göre kesilen agaçlarin yerine yenisinin dikilmesi saglanarak Tarim ve Orman Bakanligi’nca gerçeklestirilmektedir. Bugün ülkemizin sahip oldugu orman alanlarin sadece binde 2,9'u (0,29) geçici süre ile madencilik faaliyetlerine tahsis edilmektedir. Bu alanlardaki madencilik faaliyetleri tamamlanan kisimlar ise faaliyetin tamamen bitmesi beklenmeksizin etap etaprehabilite edilerek orman idaresine teslim edilmektedir. Ülkemizde birçok isletme, bu süreci basari ile gerçeklestirmektedir. Ülkemizde Maden-Orman iliskisi Orman Genel Müdürlügü verilerine göre 1973-2018 yillari arasinda orman alanlarinda 10,7, orman servetinde de 43,58 artis saglanmistir. 2018 yili itibari ile ülkemiz orman alanlari 22.621.935 hektardir. Bunun binde 3'ünden azina (0.29) tekabül eden sadece 65.883 hektari madencilik faaliyetlerine geçici olarak tahsis edilmistir. Tahsis edilen alanlarin büyük çogunlugu çok bozuk baltalik ve bozuk baltalik alanlardir. Bunun karsiliginda Madencilik Sektörü, 2018 yili itibari ile Orman Idaresine 1 milyar 639 milyon TL bedel ödemistir. Bu bedelin yaklasik 295 milyon TL'si ülkemizin tamaminin agaçlandirma çalismalari için harcanmistir. Madencilik faaliyetleri sonucu yer kabugundaki kömür, petrol, jeotermal vb. enerji kaynaklarinin kesfedilip üretilmesi ile dünyada isinmaya yönelik agaç ihtiyaci giderek azalmistir. Bugün mobilyadan, kâgit sanayine birçok sektör için agaç yetistirilmekte, yetistirilenler de zamani geldiginde kesilmektedir. Madencilik için kesilen agaç miktari yüzbinde bir seviyelerindedir. Hangi sektörler için olursa olsun kesilen alanlarin rehabilitesi ve alinan bedellerin agaçlandirilmaya ayrilmasi ve agaçlandirma çalismalarina devam edilmesiyle ülkemiz orman alanlarinin ve varliginin istenilen büyüklüge ulasmasi da saglanacaktir. Ülke kalkinmasinda madenciligin rolü Yeralti kaynaklarimiz toplumun ortak degerleri olup ülke ekonomisinde ve kalkinmasinda önemli sektörlerin basinda gelmektedir. Demir çelik sanayi, seramik sanayi, cam sanayi, mermer fabrikalari vb. birçok sanayi kuruluslarinin hammaddesini saglamaktadir. Madenler isletilemezse buna bagli sanayiler de durur, ya da hammaddesini ithal etmek zorunda kalip uluslararasi rekabet gücünü kaybeder. Madencilik yaninda makina sanayisinin gelismesini de saglar. Iste bu yüzden tüm toplumun sahip çikmasi gereken bir sektördür. Madencilikle ilgili yasadigimiz sorunlarimizi bilimsel verilerle ele alip arastirarak çözüme kavusturmaliyiz. Bir projenin çevresel etki degerlendirme raporunu, uygulanacak teknolojiyi, uygulanacak teknolojinin dünyada uygulanan en iyi teknikler kapsaminda olup olmadigini, rehabilitasyonprojesinin ulusal ve uluslararasi standartlara uygunlugunu devlet ve ilgili kurumlar denetlemektedir. Bu süreç sivil toplum kuruluslarinin denetimine de açiktir. Proje ile ilgili detayli bilgilere sahip olarak hem madencilik yapilan yörenin, hem de ülkenin yararina faaliyetler yapilabilir. Eger maden isletmesinde çevre ve insan sagligini korumak için yasalarda öngörülen önlemler alinmiyorsa, hiçbir taviz vermeden gerekli önlemler alinincaya kadar o faaliyetin durdurulmasi çevreye ve topluma sayginin bir geregidir. Ancak tepkiler, bilimsel verilerden uzak, yanlis, eksik bilgi ve iddialarla, kamuoyunu ve yöre halkini degisik amaçlar dogrultusunda kullanmaya yönelik ise bunun kimin çikarina oldugunu, kime yarar sagladigini ve bu kisilerin niyetleri üzerinde de ayrica düsünmek gerekir. Sagliklari, çevreleri ve sosyal yasantilarinin geleceginden endise duyan yöre halkiyla, çatisarak verimli ve etkin bir madencilik sürdürmenin mümkün olmasi düsünülemez. Bu sorunu çözmek amaciyla madenciler ve yöre insanlari arasinda çevre ve insani önceleyerek karsilikli anlayisa dayali bir mutabakatin da saglanmasi gereklidir. Bir madencilik faaliyeti için yerel toplumun güveninin kazanilmasi ve rizasinin olusturulmasi önemlidir. Maden firmasi isletme açmakla yöre halkinin bir parçasi ve komsusu olmaktadir. Hep birlikte hem yörenin kalkinmasi hem de toplumun ortak yararlari için yaklasim ve düsünceleri olusturmali, bunlari uygulamalidir. Ülkemizin maden ihtiyacini karsilayabilmek, disa bagimliligi azaltabilmek için sürdürülebilir bir maden üretimini gerçeklestirmek zorundayiz. Bunun için faaliyetleri yasaklamak, üretimi engellemek yerine, sürdürülebilir bir çevre, insan sagligi ve sürdürülebilir bir üretim zincirini iyi yöneterek amacimiza ulasabiliriz. Günümüz kosullarinda madencilikten vazgeçemeyiz. Bu nedenle insan ve çevre sagligina duyarli yapilan ve yer kabugumuzun derinliklerinde gömülü yer alti zenginliklerini arayip bulan ve devlet adina isleten madencilere karsilikli saygi çerçevesinde destek olmaliyiz. Bu sektöre emek veren herkesin de bu topraklarda yasadigini, ayni havayi soluyup, ayni suyu içtigini ve kendi yasamina, çevresine, gelecegine herkes kadar deger verdiginin unutulmamasini, Madencilik gibi bu sektöre yön veren kanunlarin da birçok sektörden daha kapsamli ve zorlayici oldugunu, münferit olay ve durumlarin tüm sektöre mal edilmemesini, farkli ajanda ve niyetlerle saglikli tartisma ve bilgi alisverisi ortamlarini imkansiz kilan ve konulari çözümsüzlüge götüren yaklasimlar yerine, yapici ve bu topraklarda yasayan herkesi ileriye tasiyacak yaklasimlarin kucaklanmasini, herkesin dogru bilgi edinme hakkinin engellenmesini saglayacak manipülasyon ve kasitli yayilan yanlis bilgilere itibar edilmemesini, madencilik metot ve teknolojilerinin günden güne gelistigi ve bu nedenle sosyal medyada ve basinda yer alan dogru bilgiler kadar birçok bilginin de eksik ya da geçmise ait oldugunun bilinmesini, dogru ve bilimsel açiklamalar için sektör STK’larimiz ile iletisime geçilmesini, daha iyi bir gelecek yaratmamiz için firsata dönüstürebilecegimize olan umudumuzla tüm kamuoyundan saygiyla rica ediyoruz. Agrega Üreticileri Birligi, Altin Madencileri Dernegi, Aydin Sanayi Odasi, Çanakkale Madenciler Dernegi, Ege Bölgesi Madenciler Dernegi, Ege Maden Ihracatçilari Birligi, Genel Maden Isletmecileri Dernegi, Istanbul Maden Ihracatçilari Birligi, Kireç Sanayicileri Dernegi, Kömür Üreticileri Dernegi, Seramik, Cam ve Çimento Hammaddeleri Üreticileri Dernegi, Tüm Mermer Dogaltas ve Makinalari Üreticileri Birligi, Türkiye Madenciler Dernegi, Yurt Madenciligini Gelistirme Vakfi
Yorumlar
Yorum Yap