Gözden kaçırmayın
Öğretmen geçmişin öğreticisi, geleceğin kurucusudur”Bakan Yilmaz, Aydin Üniversitesi Akademik Yili Açilis Töreni’ne katildi Millî Egitim Bakani Ismet Yilmaz, “Ülkemizi, Cumhuriyetin 100. yilinda zengin, güçlü ve mutlu insanlarin yurdu yapmak istiyoruz. Ülkemizi yüksek gelir grubuna tasimak ve en yüksek insani gelismislik seviyesine çikarmak istiyoruz. Bunu da ancak ve ancak kaliteli bir egitimle yapabiliriz.“ dedi. Millî Egitim Bakani Ismet Yilmaz, Istanbul Aydin Üniversitesinin 2006-2007 akademik yili açilik töreninde yaptigi konusmada, üniversitenin akademik yilini ve Islam Isbirligi Teskilati´nin "Islam Dünyasinda Yilin En Iyileri" ödülünü almasi nedeniyle üniversitenin mütevelli heyeti baskani Dr. Mustafa Aydin´i tebrik etti. Yilmaz, Aydin´in "isini ask ile yapan" bir insan oldugunu kaydederek, kendisine hayirli hizmetler ve uzun bir ömür diledi. Türkiye’nin en büyük zenginligi beseri sermayesidir Bilgi çaginda Türkiye´nin en büyük mukayeseli üstünlügünün genç ve dinamik nitelikli insan gücü oldugunu aktaran Yilmaz, söyle devam etti: "Bugün Türkiye´nin petrolü yok, dogal gazi yok. Çok bariz sekilde ne altin madeni ne de gümüs madeni var, ama ürettigi gelir bakimindan dünyada ilk 20 arasindaysa iste bu basaridir, aynen Japonya gibi. Japonya´da da bunlarin hiçbirisi yok, bunu beseri sermayesine borçludur. Eger siz milli gelir bakimindan dünyanin 20 ülkesi arasindaysaniz diger göstergelerin her biri ne söylerse söylesin gerçek rakam budur: Üretmek, üretmek, üretmek. Millî gelir ile insaninizi zengin kilmak. Zira biz biliriz ki yoksul olan evde kavga bitmez. Yoksullugu ve cehaleti kaldirmak lazim. Üretmek lazim." Egitim kalkinmanin temelidir Türkiye´nin insan gücünü, okul öncesi egitimden baslayarak ilk, orta, lise ve üniversite dahil ihtisas egitimiyle taçlandirilmasi halinde bilgi tabanli ekonominin ihtiyaç duydugu insan gücünü yetistirebilecegine dikkati çeken Bakan Yilmaz, "Egitim kalkinmanin temelidir, üretken ve rekabetçi bir ekonomiyle ülkemizi güçlü, halkimizi mutlu kilabiliriz. Ülkemizi Cumhuriyetin 100. yilinda zengin, güçlü ve mutlu insanlarin yurdu yapmak istiyoruz. Ülkemizi yüksek gelir grubuna tasimak ve en yüksek insani gelismislik seviyesine çikarmak istiyoruz. Bunu da ancak ve ancak kaliteli bir egitimle yapabiliriz. Egitimi uzun vadeli bir bakis açisiyla gelecegimize yatirim olarak görüyoruz." diye konustu. Bakan Yilmaz, egitim alaninda temel altyapi ve erisim sorunlarinin büyük kismini çözdüklerini, Türkiye´nin teknolojik yeterlilik kapasitesinin dünyanin birçok ülkesinde bulunmadigini belirtti. "Egitimi ihmal eden her seyi ihmal etmistir" Kendilerinden önceki dönemde bütçeden en fazla kaynagin savunmaya aktarildigini hatirlatan Yilmaz, bugün ülkenin dört bir yani atesle çevrili olmasina ragmen, 2017 yili bütçesinde yine en büyük kaynagin egitime ayrildigini hatirlatarak, "Çünkü egitimli insanlarla ülkenizi daha iyi savunursunuz. Egitimli insanla ülkenizin saglik sistemini daha iyi bir yere getirirsiniz. Dolayisiyla egitimi ihmal eden, bilin ki her seyi ihmal etmis demektir." ifadelerini kullandi. Ögretmen basina düsen ögrenci sayisi 28’den 18´e düstü Isbasina geldikleri 2002-2003 egitim yilinda derslik sayisi 379 bin iken bugün derslik sayisinin 672 binin üstünde oldugunu vurgulayan Yilmaz, ögretmen basina düsen ögrenci sayisinin 2002-2003 yilinda ilkögretimde 28 iken, bugün bu sayinin 18´e düstügünü bildirdi. Bakan Yilmaz, yüksekögretimde de çok büyük bir mesafe kat edildigini, 2002 yilinda Türkiye´de sadece 76 üniversite varken bugün bu rakamin 182´ye çiktigini dile getirerek, "Avrupa´da en çok yüksek ögretime giden ögrenci sayisina sahibiz. Dolayisiyla tek bu kriter dahi ülkemizin geleceginin daha aydinlik olacagini göstermeye yeter." dedi. Yüksekögretim alan her ögrencinin ihtiyaci olmasi halinde yurt imkanini saglamak istediklerini dile getiren Yilmaz, sözlerini söyle sürdürdü:"Eger ögrenci rahat degilse kalacak yerde, o halde derse kendisini veremez, dikkatini oraya yogunlastiramaz. Bu nedenledir ki 2002 yilinda 190 yurt ile 182 bin ögrenci yurt kapasitemiz varken bu yil yurt sayisi 679 ve ögrenci kapasitesi 544 bin. Yani 2002´de 80 yilda geldigimiz ögrenci kapasitesi, 182 bin, simdi 544 bin. Nasil yapiyorsunuz? Kaynak ayirirsaniz yaparsiniz. Geçmiste kaynaklar ayrilmadi. Niye ayrilmadi? Bu ülkeden topladiginiz, bu milletten topladiginiz her 100 liralik verginin 86 lirasi faize giderse, geriye kalan yüzde 14´üyle isçinize memurunuza aylik mi vereceksiniz, ayligini enflasyon oraninda mi arttiracaksiniz, tarima destek mi saglayacaksiniz yoksa baslamis yatirimlari mi tamamlayacaksiniz? Ondan dolayidir ki Bolu Tüneli bitmedi, Karadeniz otoyolu bitmedi, ondan dolayi nice tüneller tamamlanmadi. Hiçbir sey kendiliginden yapilmaz, kaynak ayirmazsaniz. Kaynak ayirabilmek için de bu milletten aldiginizi gelip tekrar bu millete yönlendirebilmek lazim." Bakan Yilmaz, gelecek dönemde nicelik olarak büyümenin yaninda nitelik olarak büyümeyi amaçladiklarini aktararak, söyle konustu: "Egitimde kaliteye öncelik verecegiz. Egitimde firsat esitligini saglayacagiz. Bu alanda gerçekten çok mesafe kat ettigimizi düsünüyorum. Herkesin farkli bakis açisi vardir ama en son bizim bir TEOG sinavimiz oldu. Yani ortaokuldan liseye geçis için sinav. Bu TEOG sinavinda 120 sorunun 120´sini de yapan ögrencilere baktim, bence bu firsat esitligini sagladigimizi düsünüyorum. Kimisi istisna diyor ama verecegim örnekler istisna olmanin çok ötesinde. 120 sorunun 120´sini çözenlerden birisi Van´in Ercis Ilçesi´nden, bir digeri Van´in Edremit Ilçesi´nden, bir digeri Agri Diyadin´den, bir digeri Mus´un Varto´sundan, bir digeri Sirnak Idil´nden, bir digeri Tunceli´nin Çemisgezek´ten, Sivas´in Kangal´dan. Tunceli Çemisgezek´te TEOG´ta birinci olan çocuk su an Robert Koleji´nde okuyor. Iste bu firsat esitligidir. Eger dogrudan Tunceli´den, Çemisgezek´ten, Mus´un Varto´sundan ögrencilerinize ´Doktor olacaksin´ denirse, o yolda da kendisine imkan taninirsa firsat esitliginde epey mesafe aldik demektir. Ancak daha çok yapacaklarimizin oldugunu da biliyoruz." “Egitimin temel unsuru ögretmendir” Egitimin temel unsurunun ögretmen oldugunu vurgulayan Yilmaz, "Ögretmen Strateji Belgesini yürürlüge koyacagiz. Ögretmenlerimizin bilgilerini güncellemesini saglayacak Ögretmen Akademisi´ni kuracagiz. Performansini ölçemediginiz hiçbir iste basarili olmak mümkün degil, ölçmek lazim. Ögretmenlere de performans ölçütü getirecegiz." diye konustu. Bakan Yilmaz, okul öncesi egitimi zorunlu egitim kapsamina alacaklarini kaydederek, ikili egitim sistemine son vereceklerini, bunun için 2019 yili sonuna kadar 77 bin derslik yapacaklarini ifade etti. "Mesleki egitim önceligimiz olacak" Mesleki egitimin öncelikleri olacagini dile getiren Yilmaz, sözlerini söyle sürdürdü: "Mesleki ve teknik egitimi memleket meselesi olarak görüyoruz. Egitim, egitim, egitim ama meslek egitimi... Gerçekten bu dönem bizim meslek egitimimize en çok önem verecegimiz dönem olacak. Ancak görüyorum ki basindan da Imam Hatiplerin öne çikarildigi söyleniyor. Ortaögretim içindeki imam hatiplerin orani yüzde 12, meslek liselerinin orani yüzde 44. Hedefimiz bu yüzde 44´ü yüzde 60´a çikarmak. Çiraklik egitimini zorunlu egitim kapsamina aliyoruz. Çiraklik egitimine giden ögrencilerimize asgari ücretin 3´te biri kadar staj ücreti verecegiz ve bunun da üçte ikisini devlet olarak biz ödeyecegiz. Staja gidenin saglik sigortasini yapacagiz ve sosyal güvence kapsamina alacagiz. Organize sanayi bölgelerinde meslek liseleri açilmasini tesvik ediyoruz. Devam eden ögrencilere destek veriyoruz. Bu yil yeni bir uygulamaya daha basladik sadece organize sanayilerinde degil, meslek okulu sanayi bölgeleri disinda da açilsa yine destek veriyoruz, vermeye de devam edecegiz." Bakan Yilmaz, mesleki egitimde sektörlerin taleplerini dikkate alacaklarini aktararak, "Mesleki ve teknik egitiminin sektör temsilcilerinin katilimini saglayacagiz. Çok açik ve net olarak söyledim. Kimisinde, ´Biz istiyoruz vermiyorlar´ gibi söylem de var. Ister sanayi ister ticaret odalari veya esnaf odalari, bizim meslek egitimine iliskin okullarimizdan birinin yönetimine katilmak isterse, hos geldi sefa geldi. Yönetimi devralmak istiyorsa devretmeye hazir oldugumuzu da belirteyim. Egitimden bir sikayeti olmasin istiyoruz. Talebi ne ise yönetimine söz söylesin eli tasin altinda olsun istiyoruz." diye konustu. “Fikri hür, vicdani hür, millî degerlerle donatan, evrensel degerlere açik bir müfredat” Müfredat konusuna da deginen Yilmaz, sunlari söyledi: "Müfredati, egitimin her kademesinde ögrenciyi hayata hazirlayan, ögrenmeyi ögreten, yetenekleri ortaya çikaran, temel becerileri veren, özgüveni pekistiren, fikri hür, vicdani hür, irfani hür olarak yerel ve millî degerlerle donatan, evrensel degerlere açik kilan bir içerige sahip hale getirecegiz. Evrensel degerlere açik olmak, bilimsel uygulamalari takip etmek, çagdas dünyayla bütünlesmeyi istemek, vatan ve bayrak sevgisinin alternatifi degildir. Aksine bir isgal hareketi oldugunda Gazi Mustafa Kemal´in söyledigi gibi ´Geldikleri gibi giderler´ diyebilmek lazim ki bu ülkenin gelecegini ilanihaye özgür kilalim. Eger gelenlere ´hos geldiniz´ derseniz o zaman basiniz egik gezersiniz. Gidin bakin, baska ülkelerdeki örneklere ilelebet özgür yasamis, ´ebediyen hür yasadim hür yasarim´ diyen bir nesille, bir milletle baska milletlerin boyundurugu altinda yasamis olanlarin arasindaki özgüven farkini görürseniz, gelecek 21. yüzyilin kime ait oldugunu görebilirsiniz. Insallah 21. yüzyil bizlere aittir." “Kökünü begenmeyen dal, dalini begenmeyen meyve olgunlasmadan çürür” Bakan Yilmaz, egitimi ve ögretimi bir bütün olarak gördüklerini dile getirerek, "Insan mukaddesati olandir. Bize ait degerlerin, gelecek kusaklara aktarilmasi için degerler egitiminin, egitim ve ögretim sistemimizin bütünü içinde yer almasini saglayacagiz. Çünkü kökünü begenmeyen dal, dalini begenmeyen meyve olgunlasmadan çürür. Insan kucaginda yasadigi toplumdan siyrilamaz, siyrilirsa da anlasilamaz. Aydini aydin yapan uyanik bir suur, tetikte bir dikkat ve hakikatin bütününü kucaklamaya çalisan bir tecessüstür." dedi. 5. siniflar yabanci dil agirlikli sinif haline getirilecek Yabanci dil egitimine öncelik vereceklerini aktaran Yilmaz, pilot iller seçerek 5. siniflari yabanci dil agirlikli sinif haline getireceklerini aktardi. Millî Egitim Bakani Yilmaz, egitim teknolojilerini yayginlastiracaklarini, özel yetenekli ögrenciler için de özel programlari uygulamaya koyacaklarini, yüksekögretim reformunu hayata geçireceklerini, Yüksekögretim Kalite Kurumunu olusturacaklarini, yüksekögretime geçis sinavini yilda birden fazla yapacaklarini dile getirerek, ihtisaslasmaya önem vereceklerini ifade etti. 15 Temmuz direnisi gelecek nesillere aktarilacak Millî Egitim Bakani Ismet Yilmaz, konusmasinda, 15 Temmuz´daki darbe girisimine karsi gösterilen direnisin gelecek nesillere aktarilmasi bakimindan Millî Egitim’e ve üniversitelere büyük görev düstügünü dile getirdi. Bakan Yilmaz, söyle konustu: "Üniversitelerimize bu akademik yilda, geçmis yillarda olmayan bir görev daha düstügünü düsünüyorum. O da Türk demokrasi tarihinde önemli bir kirilma noktasi olan, 15 Temmuz Demokrasi ve Özgürlükler Bayrami ruhunun, gelecek kusaklara aktarilmasidir. Ülkemiz 15 Temmuz’da milli iradeyi, demokrasiyi ve hukuk devletini ve halkimizin sarsilmaz birligini hedef alan alçak bir darbe girisimine maruz kalmistir. Tüm kamu kurumlarinda oldugu gibi ordu içinde de örgütlenmis bir ihanet cuntasi bir darbe girisiminde bulundu. Millete ait olan tanklar, uçaklar, silahlar ihanet sebekeleri tarafindan gasp edildi, namlulari halka ve halkin temsilcilerinin bulundugu kurumlara dogrultuldu. Bu isgal gücüne karsi halkimiz elinde hiçbir silah olmadan, sadece bilekleri ve yüreklerini ortaya koyarak, bedenlerini siper ederek bir zafer kazandi, bir destan yazdi. Kendisinde güç vehmedenlerin halkin gücünün karsisinda yer ile yeksan olacagini gösterdi." Milletin hakkina, hukukuna ve evlatlarinin gelecegine sahip çiktigini vurgulayan Bakan Yilmaz, "Evlatlarinin gelecegi için, aydinlik bir Türkiye için can pahasina ülkesine vatanina sahip çikti. Kendi ülkesinin, kendi seçtikleri araciligiyla yönetilme hakkina sahip çikti. Kahraman milletin kaniyla, caniyla, tanka, topa, tüfege, uçaga, helikoptere karsi yazdigi destanin, mutlaka gelecek nesillere aktarilmasi lazimdir. Burada Millî Egitim’e büyük bir görev düsüyor ama burada ayni zamanda üniversitelerimize de büyük bir görev düsüyor. Sanli demokrasi direnisinde sehit olan kardeslerimizi rahmetle aniyorum. Bize düsen görev, onlarin adlarini yasatmaktir. Uguruna can verdigi degerleri, demokrasiyi, özgürlügü ve bu vatani daha güçlü kilmaktir." diye konustu. Abdurahim Karakoç’un "Hasan’a mektup" baslikli siirindeki "Insan küçülmez ölünce Hasan" misrasini hatirlatan Yilmaz, "Iste bu 15 Temmuz´lardaki Ömer Halis Demirleri görenler, insanlarin ölünce küçülmedigini, aksine ölünce devlestigini gördüler ve bunun, yeni nesillere aktarilmasi lazim. Insanin yasarken ölümlü oldugunu, öldükten sonra ölümsüzlesebilecegini, iste Ömer Halisdemirleri, vatani ve bayragi için sehit düsenleri nesilden nesile aktardigimizda, insallah biz yarinimizdan emin olacagiz. Bundan sonra daha çok çalisacagiz, kardesligimizi pekistirecegiz. Allah bu milletin yardimcisi olsun." ifadelerini kullandi. Türkiye´yi, mazisinden çok daha parlak bir gelecegin bekledigini kaydeden Yilmaz, Istanbul Aydin Üniversitesinin de görevlerini hakkiyla yerine getirecegine inandigini dile getirdi.
Yorumlar
Yorum Yap