Gözden kaçırmayın

Öğretmen geçmişin öğreticisi, geleceğin kurucusudur”Öğretmen geçmişin öğreticisi, geleceğin kurucusudur”

AK Parti Afyonkarahisar Il Insan Haklari Baskani Selcen Hidiroglu, 28 Subat postmodern darbesinin 22. yildönümü nedeniyle yaptigi açiklamada, “Bir nesil toplumsal hayatin disina çikarildi” dedi.  AK Parti Afyonkarahisar Il Insan Haklari Baskanligi tarafindan 28 Subat postmodern darbenin 22. yildönümü nedeniyle PTT binasi önünde ülke genelinde es zamanli olarak bir basin açiklamasi yapildi. Açiklamaya Dis Iliskiler Baskani Saliha Dönmez, AK Parti Genel Merkez MKYK üyesi Canan Baran Izgi, Belediye Baskan adayi Mehmet Zeybek ve Il Baskani Av. Hüseyin Sezen ile birlikte çok sayida partili ve vatandas da katildi.  AK Parti Il Insan Haklari Baskani Selcen Hidiroglu, “Türkiye Cumhuriyeti, 28 Subat 1997 tarihinde ‘Demokrasiye Balans Ayari’ bahanesiyle karanlik bir sürecin içerisine itilmistir. ‘Post Modern Darbe’nin yil dönümünde demokrasiye yönelik tüm müdahalelerin bir insanlik suçu oldugunu haykirmak için bugün bir aradayiz. Yillar önce bugün, demokrasiyi bir türlü hazmedemeyen vesayet odaklari, yetkilerinin disinda devlet gücünü kullanarak, millet iradesiyle seçilen siyasi iradeye müdahale etme girisiminde bulunmuslardir. Tanklardan aldiklari güçle devirlerinin bin yil sürecegi rüyasini görenler, birligimizi ve bütünlügümüzü gasp etmeye tesebbüs etmis; ancak bu devletin gerçek sahibi olan milletimizin iradesine vurulmaya çalisilan pranga Allah’in izniyle 10 yil sürmeden tarihin derinliklerinde kaybolup gitmistir” dedi.  “Bir nesil toplumsal hayatin disina çikarildi”  “Irtica kilifiyla vatandaslarin düsünce ve inanç özgürlügünü zapturapt altina almaya yönelik gerçeklestirilen post modern darbe sonrasi; siyasi, idari, hukuki, ekonomik ve toplumsal alanlarda yasanan dönüsümler onarilmasi güç degisimlere neden olmustur” diyen Hidiroglu açiklamasinda su ifadelere yer verdi:  “Darbeciler 28 Subat’ta mesru bir iktidara karsi tipki 12 Eylül’de oldugu gibi gayrimesru bir müdahalede bulundular. Bürokraside yer alan üst düzey yöneticilere haksiz ve hukuksuz operasyonlar yapilarak sindirme politikasi izlediler. Siyaseti bir araç olarak kullanarak toplumsal düzeni, özgürlükler ve demokrasi üzerine degil korku ve dayatmalar üzerine kurdular. Ülkemizi hukuk devleti olmaktan çikarip ideolojik zulümleriyle insanlari degerlerine, inançlarina, kültürüne göre bölerek kategorize ettiler. Demokrasi faciasi yasanan Türkiye’de dini inançlari gerekçesiyle egitim ve çalisma haklari basta olmak üzere sosyal ve ekonomik haklarindan yoksun birakilan bir nesil toplumsal hayatin disina çikartildi.”