Ülkemiz zor günlerden geçiyor.
Gözden kaçırmayın
KAYIKÇI KAVGASI EDENLER BİZİ ANLAYAMAZLAR!
Afyonkarahisar’da Cumartesi gecesi bir deprem yaşadık. Bu depremi hasarsız olarak, kimse zarar görmeden atlattık. Umarım daha büyük bir deprem yaşamayız. Detayları gelmedi ancak az önce Malatya’dan da bir deprem haberi aldık. Umarım ki herhangi bir can kaybımız olmamıştır.
Gün geçmiyor ki yeni bir vergi çıksın, gün geçmiyor ki vatandaşımızın cebinden para çıkması için yeni bir çabaya girişilsin.
Dün çok mutlu haberler aldık. Bir Türk daha Nobel ödülüne layık görüldü. Daron Acemoğlu ekonomi dalında Nobel ödülü aldı.
Bu gururu bize yaşattığı için sonsuz teşekkürler. Bir Türk ekonomi dalında Dünya’nın en prestijli ödülüne layık görülüyor ancak Türkiye’nin ekonomisi her gün daha da kötüye gidiyor.
Türkiye’de ve Dünya’da bu kadar değerli ekonomistlerimiz varken ekonomi yıllardır bilgisiz insanların eline bırakıldı. Daron Acemoğlu’nun ekonomi dalında aldığı ödül Türkiye’deki liyakatsizliği bir kere daha su yüzüne çıkararak ülkemizin gerçeklerini bir tokat gibi yüzümüze çarpmıştır.
Ülkemizin bu hale gelmesine sebep olanlar hiç olmazsa zamanında Daron Acemoğlu’nun yazdığı ‘Ulusların Düşüşü’ adlı kitabı bir kez okusalardı,
Daron Acemoğlu’nun kapsayıcı kurumlar ve sömürücü kurumlar hakkında yazdıklarına hakim olsalardı belki daha doğru işler yapılabilirdi.
En güncel ve vahim konumuz ekonomiyken tabi ki ekonomideki kötü gidişin toplumda birçok negatif yansıması oluyor. Eve ekmek götürmekte zorlanan halkımız, ev kirasına para yetiremeyen emeklimiz, ürünü para etmeyen çiftçimiz bu ülkeyi mutsuz insanlar ülkesi haline getiriyor. Türkiye İstatistik kurumunun verilerine inanmamakla başlayan güvensizlik diğer kurumlara da yansımaya başladı. Tarım Orman bakanlığının bir restoranla ilgili verdiği rapora kimse güvenmiyor ve restorana destek paylaşımları internetteki tüm sitelerde dolaşıyor. Bu konuda belki biraz göz ardı ediliyor ama en büyük sorun kurumlara olan güvenin giderek azalması. Vatandaşının güvenini kaybetmiş bir hükümetle karşı karşıyayız. Ne kurumlara ne adalete güven kalmadı artık.
Günler önce Afyonkarahisar’dan uğurladığımız, haklarını alıp gelecekler diye Ankara’ya yolladığımız Somali madenciler hala hiçbir gelişme kaydedemedi ve sonunda açlık grevine başladılar. Şirket sahibi olan bir AKP’li milletvekili mutlu olacak diye binlerce kişi mağdur oluyor.
Bu ülkede 8 yaşında bir kız çocuğu öldürüldü 38 gün önce ve hala katili bulunamadı.
Yine Nobel ödüllü bir yazar olan Albert Camus’nun bir sözü var: ‘Bir ülkeyi tanımak istiyorsanız o ülkede insanların nasıl öldüğüne bakın’ diyor.
Bu ülkede genç kızlar 20 yaşını göremeden vahşice katlediliyor, o günden bugüne tam 21 kadın daha öldürülüyor. Bu ülkede üniversite öğrencileri yurt odasından atlayarak intihar ediyor. Maalesef Türkiye’de her gün kötü bir haber alıyoruz. Artık beyin göçü yerine beyin kaçışına dönmüş şekilde ülkeden gitmek isteyen gençler var, sokağa çıkmaktan korkan kadınlar var. Uyuşturucu kullanımı ilkokula kadar düşmüş durumda. Artık okul önlerinde güvenliği sağlayamadıkları gibi okulların içinde temizliği bile sağlayamıyorlar:
Okullarda çocuklarımızın sağlıklı beslenmesini sağlayamıyorlar, geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklara sağlıklı bir su bile içiremiyorlar. Hala herhangi bir faydası kanıtlanmamış olsa da damattan kalma kalıcı yaz saati uygulaması çocuklarımızı karanlıkta sokaklara çıkarıyor. Fiziksel olarak yeterlilikten yoksun okullarımızda yeni eğitim modeli ile en kötü haline getirilmiş durumda. Ne öğretmenlerimiz, ne öğrencilerimiz ne de veliler tarafından doğru ve verimli bulunmayan eğitim sisteminde diretilmeye devam ediliyor.
Eğitimden sağlığa geçtiğimizde o da elimizde kalıyor. Her geçen gün hastanelerimizden randevu almak daha da zorlaşıyor. Geçen gün Afyonkarahisar’da yaşa
yan bir emeklimizin randevusu gelmeden vefat ettiği bilgisini aldım dernek başkanımızdan. Emekliler geçinemiyor, adaletsizce emekli edilmeyenler mutsuz, her şeyin üzerine hasta olup hastaneye gidip tedavi bile olamıyorlar. Maalesef mevcut hükümet bu konuda da çaresiz kalmış, sağlık sisteminde düzenleme yapamaz hale gelmiş durumda. Bahsettiğim konular vatandaşımızın en temel ihtiyaçları.
AKP iktidarı vatandaşımızın en temel ihtiyaçlarını bile karşılamakta zorlanıyor. Cumhuriyet Halk Partili belediyeler halkın ihtiyaçlarına çözüm bulmaya uğraşırken, bu mağduriyetler karşısında halkımıza bir soluk, bir nefes olmaya çalışırken AKP’li belediyeler masum hayvanları katletmekle meşguller.
Şehrimizde son günlerde bazı güzel şeyler de olmuyor değil. Belediye başkanımız Burcu Köksal işçi maaşlarının yükseltilmesi, halk lokantası, yakacak yardımı gibi halkımızın dertlerine derman olan vaatlerini bir bir yerine getiriyor ve Afyonkarahisar’lı hemşehrilerimizin gönlündeki yerini her geçen gün daha da kalıcı hale getiriyor.
En son gelen güzel haber ise Kadın Valimiz, Kadın Belediye Başkanımızdan sonra artık Baro Başkanımızın da bir kadın olması. Bu Afyonkarahisar Barosunda bir devrimdir.
Bu Afyonkarahisar’da 31 Mart’ta başlayan değişimin devamıdır. Ne mutlu bize ki yıllardır süren sessizlik sona erecektir.
Rahmetli babamın yol arkadaşı, kendisi de 6 ay önce aramızdan ayrılan, partimize çok uzun yıllar emek veren Ali Rıza Yılmaz’ın kızı İpek Yılmaz Göktürk’ü Afyonkarahisar’ın ilk kadın baro başkanı olmasını kutluyor ve artık Afyonkarahisar’da gerektiğinde ses çıkarabilmeyi bilen bir Baro olmasını temenni ediyorum.
Halkımız artık yanında kimin olduğunu, kimin 3-5 kişi için, kimin halkımız için siyaset yaptığını gayet iyi görüyor. En yakın örnek olarak; oldu bittiye getirip halkın cebinden 750 lira almaya çalışacaklardı.
Cumhuriyet Halk Partisinin yoğun bir şekilde üzerinde durarak ‘sen halkımızın cebinden durduk yere 750 lira alamazsın’ algısını yaratmasıyla vazgeçtiler bu uygulamadan. Halkından gücünü alan Türkiye’nin birinci partisi Cumhuriyet Halk Partisi artık çok daha güçlü. Afyonkarahisar Cumhuriyet Halk Partisi örgütü olarak da bu gücü hissediyoruz.
Gençlerimizle, kadınlarımızla ve bu ülkenin mağdur edilmiş tüm insanlarıyla kol kola iktidara yürüyoruz. Ve diyoruz ki: Hiç üzülmeyin, hiç ama hiç merak etmeyin. Her derdin var bir çaresi, onun da adı Cumhuriyet Halk Partisi.
Yerel seçimler öncesi parti binamızın içinde farklı yerlere ‘biz bu seçimi kazanacağız’ afişi asmıştık. Yerel seçimi kazandık, hiç o afişleri çıkarmayı düşünmedik. Çünkü çok inanıyoruz.
Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi Afyonkarahisar’da da çok güçlüyüz. Birliğimizi beraberliğimizi bozmayacağız. Hep birlikte, yerel seçimde olduğu gibi biz ilk genel seçimi de kazanacağız, kazanacağız, kazanacağız.
Yorumlar
Yorum Yap