Milliyetçi Hareket Partisi MYK Üyesi ve Afyonkarahisar Milletvekili Mehmet Taytak, Bütçe Görüşmelerinde Konuşma Yaptı. Taytak konuşmasında, “Bizler, tarihi zaferlerle dolu bir milletin evladıyız. Bizler, vatanı ve bayrağı uğruna gözünü kırpmadan şehit olan ecdadımızın torunlarıyız. Milletler, Kahramanlarını önemsedikleri oranda güçlüdür. Sarıkamış, üzerine yağan kar taneleri kadar acıyla dolu olsa da, özünde vatanı için, dini için, gelecek nesilleri için imkansızlıklar içinde savaşmayı göze almış “kahramanların hikayesidir.” Her şehidin bir hikayesi vardır. Sarıkamış’taki her şehidin hikayesi; buzlarla örtülmüş tarihin anlaşılması, gelecek kuşakların ders çıkarması, geleceğe daha büyük bir imanla bakması, ülkesinin, bayrağının ve bağımsızlığının önemini kavraması açısından çok önemlidir. Allah-U Ekber dağlarına ve Sarıkamış’a yazılan destanda şehit olan tüm kahramanlarımızı Sarıkamış harekâtımızın 109.yılında rahmet, minnet ve dua ile anıyorum” “BURADAN SİZE EKMEK ÇIKMAZ. SANDIKTA KAYBETTİKLERİNİZİ STATLARDA KAZANAMAZSINIZ”Son günlerde spor dünyasında yaşanan olayları da değerlendiren Milletvekili Taytak, “Ülkemizde aklıselim olan herkesi fazlasıyla rahatsız eden bir gündem vardır. Futbolda yaşananlar. Spor centilmenliktir. Ve spor ile şiddet asla yan yana gelemez. Fakat görüyoruz ki, özellikle futbolda son bir yıldır başta kulüp başkanları, Türkiye Futbol Federasyonu, alt kurullar ve futbol yorumcuları olmak üzere, tüm paydaşlarının sorumsuzlukları nedeniyle futbolun ruhuna yakışmayan olaylar yaşanmaktadır. Seçim öncesi, tribünlere siyaset bulaştırılmış, liderimiz Devlet Bahçeli Beyefendi’nin ifade ettiği; “Türk futbolu zillet ve rezalete mahkum edilmek istenmişti. Deprem döneminde 44 bini aşkın vatandaşımızın şehit olduğu afet sonrasında futbol bahanesiyle tribünler tahrik edilmiştir.” Tribün, çok renkli ve bir o kadar da riskli bir alandır. Aynı anda hemen hemen her hafta, 40 bin / 50 bin kişinin bir araya toplandığı stadyumlar, provokasyona açık haldedir. Bir futbol karşılaşması sırasında yaşanan çirkin olayların sonrasında, yine Genel Başkanımız Devlet Bahçeli Beyefendi’nin ifade ettiği gibi; “Mehmet'lerimiz, polislerimiz, korucularımız, masum insanlarımız şehit edilirken çıtı bile çıkmayanların birdenbire ortalığı ayağa kaldırmak için seferber olmaları bize göre son derece düşündürücü bir çarpıklıktır." Ancak bu kaba güç gösterisini Türkiye’nin imajını yaralamak için kullananları, bir kaşık suda fırtına koparanları aynı derecede maksatlı ve marazi olarak addediyoruz. Bu kapsamdaki hedef, sahaların ve tribünlerin ateşiyle toplumsal tansiyonu yükseltmek, Türkiye karşıtı çevrelerin eline koz vermek, istikrarsızlığa çanak tutmaktır. Oyunu görüyoruz, kumpası fark ediyoruz." Bu planın parçası olan herkese de sesleniyoruz. Buradan size ekmek çıkmaz. Sandıkta kaybettiklerinizi statlarda, sokaklarda kazanamazsınız. Hepimiz bir takımın taraftarıyız. Hepimiz aynı takımı tutuyor olsak, futbolun hiçbir zevki kalmazdı. Tribünlerde 90 dakika birbirimize bağırırız, çağırırız maç çıkışında birbirimize sarılırız. Önümüzdeki maça kadar aramızda birbirimize takılırız. Aramıza girmeyin, tadımızı bozmayın. Her takımın rengi sonunda kırmızı beyaza gider. Futbolu yönetenler itidalli olmalı, futbolu oynayanlar sakin kalmalı, futbolu izleyenler keyif almalıdır. Euro 2024’te Almanya’da mücadele edecek olan A Milli Futbol takımımıza şimdiden başarılar diliyorum. Yaşasın milli takım. Yaşasın bizim çocuklar”“GÖNÜL COĞRAFYAMIZIN GÜVENLİĞİ BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİDİR”“Bizler, kahramanlık destanlarıyla, hoşgörüsü, kardeşliğiyle mazlum coğrafyalara kucak açan bir milletin temsilcileriyiz” diyen Milletvekili Taytak, “ Bizim tarihimiz, mazlumların, mağdurların bize sığındığı onlarca örnekle doludur. Fatih Sultan Mehmet, 1470’de Almanya’dan, 2.Beyazıt 1492’de İspanya’dan, 1497’de Portekiz’den kaçan yüzbinlerce Yahudi’yi topraklarımıza kabul etmiştir. Türk milleti, her zaman mazlum milletlerin umudu olmuştur. Bizim tarihimizde çok şükür ki; Ermenilerin yaptığı gibi “Hocalı katliamı” yoktur. Fransızların yaptığı gibi “Cezayir/Tunus/Afrika soykırımı” yoktur. Almanların yaptığı gibi “Yahudi soykırımı” yoktur. Çinlilerin yaptığı gibi “Doğu Türkistan soykırımı” yoktur. Tarihimizde utanacağımız çok şükür hiçbir mahcubiyetimiz yoktur. Bizim sesimiz ondan gür çıkar. 7 Ekimden bu yana Filistin topraklarında dünyanın gözü önünde her türlü utanç verici yöntemle yürütülen bir soykırım vardır. Gazze binlere çocuğun mezarı olmuştur. Hayatta kalanlar için ise cehennem haline gelmiştir. Ortadoğu’da büyük İsrail ve vaat edilmiş topraklar hayali devreye alınmıştır. Bu iddia ve bu hazırlık doğruysa bize göre de bu İsrail’in sonunun hazırlığıdır. Unutmayınız ki; Kafkasya düştüğünde, Rus’a Erzurum’a kadar geldi. Balkanlar düştüğünde, yunan İzmir’e Polatlı’ya kadar geldi. Eğer, Gazze düşerse sıra Hatay’a gelecektir. Kerkük düşerse sıra Elâzığ’a gelecektir. 100 yıl öncesine kadar bize ait olan topraklarda son 50 yıldır kandan, gözyaşından, acıdan başka bir şey yaşanmamaktadır. Gönül coğrafyamızın güvenliği bizim için çok önemlidir. Liderimiz Devlet Bahçeli Beyefedinin ifade ettiği gibi, “Filistin’in güvenliği türkiye’nin güvenliğidir.” “TÜRKİYE DIŞINDA, CUMHURBAŞKANIMIZ DIŞINDA SES ÇIKARTAN YOKTUR”Taytak, “Vaat edilmiş topraklar hayaliyle, emperyalizmin tasmalı köpeği PKK terör örgütünü taşeron olarak kullananlar, PKK’yı kendisine tampon yapıp bizi durduracaklarını sananların, Türkiye’deki uşakları aracılığıyla 100 yıllık cumhuriyetle, 2000 yıllık devletle hesaplaşma hayalleri kabusa dönüşecektir. Peki, Gazze’de çocuklar ölürken, din temelli soykırım yapılırken, dünya ne yapmaktadır? Dünya’ya güven vermesi beklenen kurum ve kuruluşların hiçbiri, bir yaraya merhem olmamaktadır. Birleşmiş milletler, 5 ülke tarafından esir alınmıştır. Türkiye dışında, cumhurbaşkanımız dışında ses çıkartan yoktur. Avrupa, ABD’nin sömürgesi haline gelmiştir. Filistin’e destek veren sanatçılar, sporcular susturulmaktadır. Vicdanlı batılılara eylem hakkı tanınmamaktadır. Soykırım, meşrulaştırılmaktadır. Ama unutmayınız ki; kışın arkasından yazı, gecenin karanlığından gündüzü her sene ve her gün getiren, bulutlarla kapanmış gökyüzünü bir anda açıp güneşi her yerde gösteren Allah; Saff suresi 8. Ayetinde buyurduğu gibi, kafirler istemese de nurunu tamamlayacaktır. Bu duygularla sözlerime son verirken, 2024 yılı bütçesinin vatanımıza, milletimize ve insanlığa hayırlar getirmesini diliyorum”
Yorumlar
Yorum Yap