Gözden kaçırmayın

AFYONKARAHİSAR BELEDİYESİNDEN ÖĞRENCİLERE HOŞ GELDİNİZ İKRAMIAFYONKARAHİSAR BELEDİYESİNDEN ÖĞRENCİLERE HOŞ GELDİNİZ İKRAMI

2021-2022 Egitim-Ögretim Yili Akademik Kurul Toplantilari, Rektör Karakas’in Katilimiyla Yapildi   Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karakas’in katilimiyla akademik birimlerin 2021-2022 Egitim-Ögretim Yili Akademik Kurul Toplantilari gerçeklesti. Rektör Karakas, Egitim Fakültesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Hukuk Fakültesi, Islami Ilimler Fakültesi, Iktisadi ve Idari Bilimler Fakültesi, Mühendislik Fakültesi, Teknoloji Fakültesi, Turizm Fakültesi ve Veteriner Fakültesi ile Devlet Konservatuvarinin Akademik Kurul Toplantilarina katilarak hem konusma yapti, hem de akademisyenlerin sorularini, öneri ve degerlendirmelerini dinleyerek cevapladi . Rektör Karakas konusmalarinda, Birim Akademik Kurullarini, akademik birimlerin en genis katilimli platformu olarak gördügünü ve bütün akademisyenlerin katilma sorumlulugunun bulundugunu söyledi. AKÜ yönetimi olarak bu tür toplantilarin önemli oldugunu düsündüklerini ifade eden Karakas, bu toplantilarda dönem basinda planlama, yilsonunda ise degerlendirmeler yapildigini belirtti. Karakas, “Akademik birimlerdeki bütün kurullarin aktif bir sekilde yapilmasi talimatini Rektör atanir atanmaz vermistim . Imkân oldugu sürece bu toplantilara katilmaya çalisiyorum . Çünkü bu tür toplantilarda talepler, elestiriler ve öneriler ortaya çikiyor. Bu da bizim yönetimimize yol gösterici oluyor. Yönetim olarak istisareye önem veriyoruz. Yönetisimci bir anlayisla üniversiteyi yönetmeye gayret ediyoruz. Üniversite yönetim kurulumuz çok aktif bir sekilde her hafta toplaniyor. Senatomuzu da en az ayda bir defa topluyoruz. Dolayisiyla bu tür kurullarin da aktif bir sekilde çalismasiyla birlikte bu yönetisimci anlayisin parçalari tamamlanmis oluyor” diye konustu. “Emegi önemseyen bir yönetim anlayisi” AKÜ yönetimi olarak yönetim felsefesini 3 temel kavram üzerine oturtmaya çalistiklarini belirten Karakas, sunlari söyledi: “Olusturmaya çalistigimiz yönetim felsefesine hayat veren ilkelerin birincisi ve en fazla önem verdigimiz ilke adalettir. Ikincisi emek, üçüncüsü ise aidiyet. Hem çalisanlarimizin hakkini teslim ederek adalet duygusunu tesis etme açisindan hem de yönetisimci anlayisla hareket ederek motivasyonu artirma ve belirledigimiz hedeflere ulasabilme açisindan bu ilkelerin hayata geçirilmesinin önemli oldugunu düsünüyoruz. Bütün kurumlarda oldugu gibi Üniversitemizde çalisanlar için de, müstahdeminden profesörüne kadar haklar, ödevler, yetkiler ve sorumluluklar bulunmakta. Bunlar hakki ile yerine getirildiginde, hakki ile yerine getirene hakkini teslim ettiginizde adaletin tesis edilecegine, motivasyonun artacagina ve kuruma olan aidiyet duygusunun yükselecegine inaniyoruz . Bu anlamda mutlak esitlikçi bir anlayisi hiçbir zaman benimsemedik. Hak, hak edene verildigi zaman adalet tesis edilir. Bundan dolayi ikinci kavram olarak emegi dikkate aldik. Çünkü emege saygi duyuyorsaniz, emegin karsiligini veriyorsaniz emegi önemsiyorsaniz; adalet, motivasyon ve aidiyet duygulari da güçlenecektir.” “Katki, kurumsal aidiyet ve topyekûn gayretle saglanabilir” Konusmasinda aidiyet kavramina dikkat çeken Karakas, “Aidiyetin çok önemli oldugunu düsünüyorum. Bir kurumda çalisan herkes kurumuna sahip çikarak, kurumuna güçlü bir aidiyet duygusu ile baglandigi zaman faydali olabilir ve katki saglayabilir. Bu düsünceden dolayi aidiyeti önemsiyoruz” dedi. Karakas, “Insanlarin kurumlarina gelirken bir ayagi ileride bir ayagi geride olsun istemiyoruz. Insanlar pozitif motivasyon ile kuruma gelsin, yapmis oldugu isi hakki ile severek ve isteyerek yapsin istiyoruz ki, bu da ancak kisinin kuruma aidiyet duygusu ile bagli olmasindan geçmektedir. Bu kavramlar üzerine bir yönetim felsefesi olusturmaya gayret ediyoruz” diye konustu. Idealize edilenle hayata geçenler arasinda farkliliklar olduguna isaret eden Karakas, “Idealize edip de hayata geçiremedigimiz, yâda eksik kalan hususlari da bu tür platformlarda gelecek öneriler, yapilacak elestiriler ve degerlendirmelerle tamamlamaya gayret ediyoruz. Bu anlayisla biz 7/24 usulüne göre çalisiyoruz. Telefonumuz sürekli açik; ögrencisinden ögretim elemanina herkese bütün iletisim kanallarimizi açtik, onlarla imkânlar dâhilinde etkilesim içerisinde olmaya gayret ediyoruz. Bu yorucu bir maraton ama böyle yapmadiginiz zaman bazi seyler eksik kaliyor. Basarili olamiyorsunuz; hedeflerinize ulasamiyorsunuz. Tek bir kisinin ya da üç bes kisinin gayreti ile büyük bir kurum basarili olamaz, daha ileriye götürülemez. Kurumun bütün bilesenlerinin gayret etmesi, bu anlamda Üniversitede çalisan müstahdeminden profesörüne herkesin elini tasin altina koymasi gerekir” ifadelerini kullandi. “Üniversitenin üç önemli misyonu” Üniversitenin kurum olarak 3 önemli misyonunun oldugunu kaydeden Karakas, “Birincisi, ‘egitim-ögretim’ misyonudur, bununla meslek insani yetistirilir. Ikincisi ‘arastirma-gelistirmedir’, bununla bilimsel bilgi üretilir. Üçüncüsü ise ‘topluma hizmettir’, bununla da toplumsal fayda üretilir. Hem sahip oldugumuz bilimsel bilgi ve entelektüel birikim hem de egitmis oldugumuz meslek insanlari ile birlikte topluma faydali olmamiz gerekiyor. Bu üçü bir araya geldigi zaman üniversite gerçekten temel misyonlarini yerine getirmis oluyor. Biz sadece egitim-ögretim veren bir kurum olamayiz. Diger misyonlarimizi da yerine getirmemiz gerekir. Bu anlamda birtakim politikalar belirledik. Bu politikalari hem egitim-ögretim, hem arastirma gelistirme, hem de topluma hizmet alaninda uygulamaya çalisiyoruz” dedi. Ögrenci merkezli ve kalite odakli bir egitim anlayisi AKÜ olarak egitim-ögretim alaniyla ilgili hayata geçirmeye çalistiklari politikalar oldugunu belirten Karakas, “Hem bizim üst kurulusumuz olan Yüksekögretim Kurulu’nun (YÖK) bizlere göstermis oldugu hedefler, hem de yönetim olarak kendi belirledigimiz hedefler ve politikalarimiz var. Bu anlamda en büyük beklentimiz kuskusuz akademisyenlerimizdendir. Egitim-ögretimle ilgili olarak yönetime geldigimiz günden itibaren sloganlastirdigimiz bir anlayisimiz söz konusu: ‘Ögrenci merkezlilik ve kalite odaklilik.’ Bu ilke dogrultusunda ögrenci merkezli ve kalite odakli bir egitim-ögretim alani insa etmek istiyoruz” diye konustu. Ögrenci merkezli egitim-ögretimde ögreticinin pasifize olmadigini, aksine hem ögreticinin hem de ögrencinin daha aktif hale geldigini ifade eden Karakas, “Ben, egitim-ögretim süreçlerinde hiçbir zaman ögreticinin pasif oldugu bir sistemin basarili olabilecegine inanmiyorum. Ögretici mutlaka aktif ve rol sahibi olmali, ama süreçlere de ögrenciyi dâhil edebilme kapasitesini, yetenegini ve imkânlarini gelistirebilmesinin de önemli oldugunu düsünüyorum. Bu ayni zamanda ögreticiyi güçlendiren, rolünü daha da belirgin hale getiren bir özelliktir. Ögrenci merkezlilik, ögrenciyi ders içi ve ders disi faaliyetlerde bütün süreçlere dâhil edebilmektir” ifadelerini kullandi. “Fiziki altyapimiz oldukça ileri noktada: beklentimiz kalite” Sadece ögrenci merkezli egitimin yeterli olmadigini belirten Karakas, “Kalite odakli olmasi da önemli. Çünkü Türkiye’nin yüksekögretim alanindaki fiziki imkânlari ve altyapisi, yine akademik yapi ve altyapisi açisindan baktigimizda belli bir seviyeye geldigini görüyoruz . Yurt disina gidip karsilastirdiginiz zaman da bu farki görebiliyorsunuz. Gerçekten bizim kampüslerimiz ve laboratuvar imkânlarimiz oldukça ileri noktalarda. Üniversitemizde de ayni imkânlar mevcut. Bizim artik yatay gelismeden sonra ‘dikey gelismeye’ ihtiyacimiz var. Akademisyenlerimizden bu anlamdaki beklentimiz, kalite odakli bir egitim ve arastirma anlayisini benimsemeleridir.” dedi. “Egitim-ögretim materyalleri güncellenmeli” Egitim-ögretim faaliyetlerinde akademisyenlerden bu genel beklentinin yaninda baska önemli beklentileri de oldugunu söyleyen Karakas, sunlari kaydetti: “Bunlarin içinde en önde geleni egitim ögretim materyallerinin güncellenmesidir. Zaman zaman ‘hoca 20 yildir ayni ders notuyla ders anlatiyor’ seklinde sikâyetler duyuyoruz . Bilim, ilerleyerek yigilan bir olgu; dolayisiyla sürekli güncellenen, yenilikler üreten inovatif bir yapiya sahip. Güncellenen bilgiyi takip etmemiz ve ögrencilerimize aktarmamiz gerekir. Bundan dolayi bizim hem egitim-ögretim materyallerimizi hem de bilgilerimizi güncelleyip, ögrencilerimize güncel olani aktarmamiz gerekiyor. Tabi ki sabit olan bilgiler var, bunlar aktarilacak ama güncel ve yeni olani da ögrenmemiz ve aktarmamiz gerekiyor. Yine egitim-ögretim sürecinde kullandigimiz araç gereçlerin de etkili kullanilmasi gerekiyor. Kullandigimiz araçlarin hocayi pasifize etmemesi gerekir. Aksine hocayi güçlendirecek bir malzeme olarak kullanilmasi gerekiyor.” “Danismanlik hizmetleri bütün süreçlerde olmali” Lisans ve lisansüstü ögrencilere yapilan danismanliklarin çok önemli oldugunu kaydeden Karakas, “Ögrencilerin dogru yönlendirilmesi, belli hedeflere odaklanmalarinin saglanmasi, motivasyonlarinin güçlendirilmesi amaciyla danismanlik hizmetlerinin de çok önemli oldugunu düsünüyoruz. Bu anlamda ögrencilere yönelik danismanligi sadece ders kaydiyla sinirlamamamiz gerektigini düsünüyorum. Aksine daha genis bir alanda danismanligi düsünmemiz gerekiyor. Bu da bize pozitif sonuçlar olarak dönecektir” diye konustu. Türkiye’de yüksekögretimin ciddi anlamda ve çok hizli bir sekilde büyüdügünü ifade eden Karakas, “Arz talep dengesi degisti. Daha önce talep yüksekti, arz dardi ve açtiginiz her bölüme ögrenci geliyordu. Simdi öyle degil. Simdi saglik ve bazi sayisal alanlara ve bölümlere ögrenci geliyor ama bu alanlarda da bir doyum noktasi olacaktir. Bir küçülme sürecini yasiyoruz ve rekabet ortamina dâhil olacagiz. Bu konularda yeni politikalara ve uygulamalara ihtiyacimiz var. Rekabet kapasitemizi arttirmak durumundayiz. Bu alanda çikacak sorunlari zamaninda çözmek ve yeni politikalar gelistirmek için ilgili birim ve komisyonlarimiz çalismalarini sürdürüyor. Bu çalismalara herkesten katki bekliyoruz” dedi. “Yozlastirici hususlardan kaçinilmali” Egitsel ve bilimsel faaliyetlerde zaman zaman etik sorunlarla karsilasildigini ifade eden Rektör Karakas, konuyla ilgili su hususlarin altini çizdi. “Egitim-ögretime, arastirma gelistirmeye iliskin akademisyenlerimizden bir diger beklentimiz ise egitim-ögretim süreçlerinde ve özellikle de arastirma gelistirme faaliyetlerinde yozlastirici hususlardan kaçinmalaridir. Yayin yapma, arastirma, bilgi aktarma, patent üretme, proje yapma ve tez yönetme gibi bilimsel faaliyetlerde etik sorunlar ortaya çiksin istemiyoruz. Nicelik arttikça nitelikte de zaman zaman düsmelerle, bazi yozlasma ve erozyonlarla karsilasiyoruz. Bunlar da ciddi sorunlari beraberinde getiriyor. Bu alanda da emege saygi gösterilmesini, bilimsel ve metodolojik kurallara uygun çalismalar yapilmasini arzuluyoruz. Bu alanda ilgili yönetmelik çerçevesinde kurdugumuz etik kurullar araciligiyla mücadelemizi güçlü bir sekilde sürdürüyoruz.” “Toplumsal hizmet misyonu da çok önemli” Rektör Karakas, konusmalarinda Üniversitelerin üçüncü temel misyonu olan toplumsal hizmet misyonunun da çok önemli oldugunu söyle ifade etti. “Üniversitenin evrensel degerlere sahip bir kurum olarak toplumsal hizmet misyonlari da oldukça önemlidir. Bu misyon yerine getirilmediginde kurumun islevleri eksik kalacaktir. Bilimsel bilgi fantezi olsun diye üretilmez. Içinde bulundugunuz topluma ve hatta insanliga fayda saglamalidir. Bu anlamda akademisyenler olarak bizlerin öncelikle toplumumuza karsi, daha sonra da bütün insanliga karsi toplumsal fayda üretme anlaminda sorumluluklarimiz bulunmakta. Devletimiz, bu asamaya gelinceye kadar bize çok ciddi yatirim yapmakta, toplumun bunun karsiliginda bir beklenti içerisinde olmasi gayet dogaldir. Toplumsal hizmet konularini angarya olarak göremeyiz. Bu anlamda bizlerin sivil toplumla, kamu kuruluslariyla, sanayi içerisindeki sektörlerle isbirligi yapmamiz, gönüllülük ve sosyal sorumluluk alanlarinda birikimlerimizle katki saglayici konumunda olmamiz gerekir.”  “Stratejik planlarimizi güncelledik” Toplantida Afyon Kocatepe Üniversitesi hakkinda da bilgiler veren Karakas, sözlerine söyle devam etti: “Üniversitemiz, 1992 yilinda kurulan üniversiteler kategorisinde, kurulduktan bu yana bünyesinden 2 üniversite çikardi. 2006 yilinda Usak Üniversitesi bizden ayrildi. 2018 yilinda da Afyonkarahisar Saglik Bilimleri Üniversitesi bünyemizden ayrildi. Bölünmeden sonra öncelikli alanlarimizi degistirdik. Daha önce üniversitemizin öncelikli alani saglikti. Artik üniversitemizin öncelikli alanlari daha farkli; Veteriner, Turizm, Mühendislik gibi alanlari öncelikli alan olarak ilan ettik. Ama egitim olarak da ögrenci merkezli, kalite odakli anlayisi tüm birimlere yaymayi, bu dogrultuda da hem altyapi hem de üstyapi imkânlarini olusturmayi hedefliyoruz. Su anki vizyonumuz açisindan stratejik planimizi güncelledik. Hedeflerimizi yeniledik ve bütün birimlere de stratejik planimiz ve belirledigimiz temel hedefler dogrultusunda kendi hedeflerini belirleme talimatlarimizi verdik. Belki bir sonraki yilin bu kurulunda bu hedeflere ne kadar ulasip ulasmadigimizi tartisacagiz.” “Pandemiye ragmen hedeflerimizi gerçeklestiriyoruz” Kalite odakli egitim-ögretim ve arastirma alani insa etme hedefi koyduklarini, bu dogrultuda da belirledikleri hedefler ve bu hedeflere ulasma anlaminda gerçeklestirilen çalismalardan da bahseden Karakas, sunlari aktardi: “Bu hedeflerin önemli bir kismi pandemiye ragmen gerçeklesti. Akreditasyon bunlardan birisiydi. Yönetim olarak görevi devraldigimizda akreditasyon sayimiz sifirdi. Su anda 4 bölümümüz akredite oldu. 6 akademik birimimizde de akreditasyon süreçleri devam ediyor. Bunun yaninda patent politikamizi güncellemistik. Son 2 yilda 5’in üzerinde patent alindi. Bunlarin bir kisminin ticarilesmesi ile ilgili çalismalar devam ediyor. Lisansüstü programlarimizi önemsedik. Hem nicelik hem de nitelik olarak artirmayi hedefledik. Bu dogrultuda da hedeflerimize ulasma yönünde sonuçlar aliyoruz. Yüksekögretim Kurulunun 100/2000 bursu var. Doktora ögrencilerine katki sunan, ciddi bir burs. Atandigimizda 12 bursiyerimiz varken, su anda 35 rakaminin üzerinde bursiyerimiz var. Her burs çagrisina ciddi hazirliklarla basvurduk. Her çagrida yüzde 50’den fazla talep ettigimiz kontenjani aldik. Üniversitenin en önemli sorunlarindan biri de kadro sorunuydu. Iki üniversite bünyemizden ayrildigi için akademik kadro havuzumuz ciddi anlamda daralmisti. Örnegin atandigimda önümde kullanabilecegim sadece 11 profesör kadrosu vardi. Biz su anda iki yili askin süredir 70 civarinda profesör atadik. Hemen atanma neticesinde bu sorunu gördügümüz için ciddi bir gayretle 2 ay içerisinde kadro sorununu çözdük. Akademik atama ve yükseltme kriterlerini hem niceliksel hem de niteliksel olarak yükselterek objektif sartlara bagladik. Kriterleri saglayan ögretim üyelerimize YÖK’ün kadrolara iliskin politikalari dogrultusunda özlük haklarini teslim etmeye çalisiyoruz. Bu anlamda üniversitemizde geçmis dönemlerde yasanan özlük haklari sorunlarini da önemli ölçüde ortadan kaldirdik. Bu sorunlari yasamama adina özlük haklarini belli kriterlere baglayarak, her birimizin motivasyonunu artiracak bir politika izlemeye gayret ediyoruz.” “Fiziksel altyapi yatirimlarina da devam ediyoruz. Özellikle öncelikli alanlarimizdaki eksiklikleri giderme ve daha da güçlendirme adina bu çalismalarimizi yapiyoruz. 2022 yilinda tamamlanacak olan Hayvan Hastanesi insaatimiz aksamadan devam ediyor. Tamamlandiginda ülkemizin en donanimli hayvan hastanelerinden biri olacak. Ayrica Veteriner Uygulama ve Arastirma Çiftligimizde, Belediyemizin de katkilariyla araç, gereç ve alanlari revize ediyoruz. Ikinci bir manda barinagi projemizi ve arastirma gelistirme merkezi projelerimizi sunduk sonuçlanmasini bekliyoruz. TÖMER’e yeni bir alan tahsis ederek düzenlemelerini tamamladik. 500 kisilik kapasiteye sahip egitim alani ortaya çikti. Bunun yaninda Islami Ilimler Fakültesi için yeni bir bina projesini hazirladik, ya hayirseverler araciligiyla yâda bütçe imkanlariyla hayata geçirmek istiyoruz. Kampüsümüzde özellikle ögrencilerimiz için yasam alanlari olusturma adina çalismalarimiz ve görüsmelerimiz devam ediyor. Artik fiziksel-yatay gelismeye degil dikey gelismeye odaklandigimiz için bu alandaki yatirim ve çalismalarimizdan çok fazla bahsetmek itemiyoruz. “Pandemi sürecini büyük sorunlar yasamadan yönetiyoruz” Pandemi döneminde uzaktan egitim sisteminde ciddi sorunlar yasamadiklarini ve bu anlamda yapmis olduklari yatirimlardan da bahseden Karakas, söyle konustu: “Yatirimlarimiza devam ediyoruz. Birtakim ekonomik zorluklara ragmen belli yatirimlari da aliyoruz. Bunun en yaygin bilinen örnegi uzaktan egitim sistemi. Uzaktan egitim sisteminde ciddi sorunlar yasamadik. Hemen ilk dönemde kiralamalar yaparak asenkron sistemi devreye soktuk. Hemen akabinde kendi sistemimiz üzerinden canli ders anlatabilecek bir yapi olusturduk. Yatirimlari Hizlandirma Fonuna bir proje sunarak, kendimiz bir altyapi olusturduk. O süreçten sonra da büyük sorunlar yasamadik. Üniversitemiz hepimizin gayreti ile birlikte bu süreci yüz akiyla atlatmaya devam ediyor. Bu, hep birlikte atlatilan bir süreç. Simdi de yeni bir durum var. Yüz yüze egitime geçtik. Bu aslinda bizim önceden uyguladigimiz bir sistem, ancak eski normal gibi de degil. Dikkat edilmesi gereken, belli kistaslari olan yeni uygulamalari bulunan bir durum oldugu için ‘yeni bir dönem’ veya ‘yeni normal’ diyoruz. YÖK daha önce müfredatta dersleri yüzde 20 oraninda uzaktan yürütme yetkisi vermisti. Geçen yil bunu yüzde 40’a çikardi. Bu sene de alinan kararla yüzde 20 zorunlu, yüzde 20 ile 40 arasi da üniversitelerin inisiyatifine birakilmis sekilde yüzde 40’a kadar uzaktan yapma imkâni tanidi. Bu dogrultuda birimlerden gelen dersleri YÖK’e gönderdik. YÖK’ten de onaylandi geldi; su anda uyguluyoruz. Bunun yaninda ikinci bir senato toplantisi yaparak eger sartlar farklilasir, agirlasir, yüz yüze imkâni zorlasir, ögrencilerin bir kismi yüz yüze egitime geçmek istemezse, hibrit modele geçme durumu ile karsi karsiya kalirsak ne yapariz diye tartistik, konustuk. Altyapimiz uygun oldugu için son aldigimiz kararla bütün dersleri uzaktan ögrenme yönetim sistemine yükledik. Eger siniflarda bir karantina durumu olusursa veya YÖK hibrit modele geçelim derse uzaktan egitim için bütün altyapimiz hazir. Pandemi sürecinde sistemin sorunsuz bir sekilde yürütülmesinde, bütün iletisim ve etkilesim kanallarini açarak hem derslerin ve sinavlarin sorunsuz yürütülmesinde hem de ögrencilerin sorunlarinin çözümünde büyük gayret gösteren yöneticilerimize, bütün ögretim elemanlarimiza ve çalisanlarimiza ayri ayri tesekkür ediyorum.” AKÜ akademik birimlerinde gerçeklestirilen 2021-2022 Egitim-Ögretim Yili Akademik Kurul Toplantilari, Rektör Prof. Dr. Karakas’in konusmalarinin ardindan birim yöneticilerinin moderatörlügünde toplanti gündemlerinin ele alinmasi ve soru-cevap ile öneriler bölümünün gerçeklestirilmesinin ardindan sona erdi Afyon HABERI Habere Ek Fotograf(lar)