Gözden kaçırmayın
Öğretmen geçmişin öğreticisi, geleceğin kurucusudur”Bu Sefer Adalet ve Kardeslik için bulustuk. Isgali tanimiyor, isgalci Israil rejimi ile isbirligini kabul etmiyoruz. 20. Yüzyilin baslarinda Ortadogu’da ciddi kirilmalar, bu kirilmalarin getirdigi büyük degisimler yasandi. Bölgenin hâkim gücü Osmanli’nin zayiflamasiyla; uzun yüzyillardir adalet ve baris çinari altinda yasayan bu cografyada kanla isgal tarihi yazilmaya baslandi. Bu süreçte; önce Hristiyan Siyonizmi, ardindan Yahudi Siyonizmi’nin girisimleri sonucunda dünyanin pek çok yerinden Yahudiler bölgeye getirilerek Filistinliler yerinden edilmeye baslandi. Bölgeye gelen Siyonistler, manda rejiminin de çabalari ile silahli çeteler olusturarak yerli halki yerinden etmeye çalismis, kolonilesme faaliyetleri içine girmistir. “Etnik Temizlik” diyecegimiz bu süreçte sistematik bir soykirim yasanmis, yüzbinlerce Filistinli yerinden edilerek Israil isgal devletinin kurulusu ilan edilmistir. Bugün geldigimiz noktada Filistin topraklarinin neredeyse tamami, apartheid Israil rejiminin isgaline ugradi. Kuruldugu günden itibaren bölgedeki hak ihlallerine devam eden Israil, uluslararasi hukuku ayaklar altina alarak bölgede bitmek bilmez bir kriz sarmali üretmistir. Bu kriz, sadece Filistin topraklari ile de sinirli kalmamis; dalga dalga tüm dünyayi etkisi altina alan bir virüse dönüsmüstür. Israil’in son yillardaki karnesine baktigimizda, hemen hemen her gün ayri bir hak ihlali ve yerinden etme ile geçmistir. Çocuk, yasli ve kadinlar üzerinde uyguladigi sert ve acimasiz politikalar ile milyonlarca insanin yerinden edilmesi, evleri yikarak topraklarin isgal edilmesi, mabetlere saldirarak din özgürlügünün elinden alinmasi bu ihlallerden yalnizca bazilaridir. Filistinlilerin yaptigi insancil gösterilere uyguladigi orantisiz güç ile binlerce gencin sakat kalmasina ve bir ömür boyu tekerlekli sandalyeye mahkûm olmasina sebep oldu. Son 70 yildir Ortadogu’da sadece problemden, kandan ve gözyasindan beslenen Siyonist isgal çeteleri, sadece Filistin için degil; Türkiye içinde bir güvenlik sorunudur. 2010 yilinda insani yardim tasiyan Mavi Marmara Gemisine, uluslararasi sularda yaptiklari hukuksuz saldiri ile 9 vatandasimiz sehit edilmis, 1 kisi 4 yil boyunca komada kaldiktan sonra sehit olmustur. 56 insani yardim gönüllüsü de, agir bir sekilde yaralanmistir. Bu saldiri sonrasinda yasanan süreçte Mavi Marmara Dernegi olarak tam 12 yildir süren hukuk mücadelesine basladik. Ailelerimiz ve arkadaslarimiz adina uluslararasi mecralarda yaptigimiz kisisel basvurular, Yahudi lobisinin gizli görüsmeleri ile engellenmeye çalisildi. Bu süreçte apartheid Israil güçleri, Türkiye’ye onlarca söz verdi. Gazze’de hala devam eden karadan ve denizden ambargonun kaldirilmasi, Kudüs’te bulunan Müslüman nüfusun taciz edilmesinin durdurulmasi, Islam dininin kutsal mekanlarindan biri olan Mescid-i Aksa’daki saldirilarin önlenmesi ve Filistinlilere seyahat/ din özgürlügü taninmasi gibi yerine getirilmeyen onlarca söz verildi. Yasanan bunca sikintinin ve hesabi hala sorulmamisken ve bu hukuksuz saldirinin üstüne, Türkiye’nin de milli güvenligini tehdit eden çeteleri ve örgütleri fonlayan, 15 Temmuz Darbe girisiminin bir tarafgiri, Ortadogu’daki kroniklesen birçok problemin esas tetikleyicisi olan bu yapi ile olasi yakinlasmanin daha büyük problemlere kapi aralayacagina inaniyoruz. Apartheid rejiminin en önemli özelligi istikrarsizliktan ve problemden beslenen bir gelenekte olusudur. Kiymetli Basin Mensuplari ve Degerli Dinleyiciler Sunu tekrar ifade etmemiz gerekir. Israil verdigi sözleri asla tutmamistir. Israil bölgedeki istikrarsizliktan beslenmektedir. Siyonist inancin temelinde; kendisi disindaki bütün din, dil ve renklere yasam hakki tanimamak yatmaktadir. Buradan siyasi yetkililere sesleniyoruz. Türkiye tarihi mirasi ve kültürü ile dünyanin bütün bölgelerine adalet ve yardim götürmüstür. Devlet gelenegi olarak teröristlerle, haydutlarla ve hirsizlarla isbirligi içinde olmamistir. Israil’in senelerdir tüm Ortadogu’da finanse ettigi terörü ve Türkiye Cumhuriyet vatandaslarini katlederek sergiledigi simarik tutumu görmezden gelerek, olasi bir yakinlasmanin daha büyük problemlere yol açacagini biliyoruz. Apartheid rejimi Israil’in, Türkiye’nin dis politikasi için bir tehlike oldugunu düsünüyoruz. Mavi Marmara’nin, Hatay’da verdigimiz sehitlerin, Gazze’deki ablukanin, Mescid-i Aksa’ya saldirilarin hesabi sorulmalidir. Son olarak Mavi Marmara yoluna devam ediyor. Mavi Marmara Dernegi Gönülllüleri Adina Muhammed Emin Zengin Afyon HABERI
Yorumlar
Yorum Yap