Gözden kaçırmayın

Cumhuriyetimizin kurucusu,  bağımsızlığımızın mimarı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü vefatının 86. yıl dönümünde bir kez daha şükranla aniyoruzCumhuriyetimizin kurucusu,  bağımsızlığımızın mimarı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü vefatının 86. yıl dönümünde bir kez daha şükranla aniyoruz

Gebelik planlayan anne adaylarinin en sik merak ettigi konularin basinda Ramazan ayinda oruç tutup tutamayacaklari konusu geliyor. Normal beslenme rutinin disina çikildigi, ögün sayisinin ikiye düstügü ve beslenme arasi sürelerinin arttigi Ramazan ayinda oruç tutmayi düsünen anne adaylarinin, iyi hazirlanmis bir beslenme düzenine ihtiyaci artiyor.  Bu noktada anne adaylarinin sadece hekimi uygun görürse Ramazan ayinda oruç tutmasinin dogru olacagini söyleyen Kadin Hastaliklari ve Dogum Uzmani Prof. Dr. Yücel Karaman; “Oruç tutmanin gebe ve bebek üzerindeki etkileri çok iyi degerlendirilerek karar verilmelidir. Fizyolojik ve psikolojik olarak degisen, günlük almasi gereken besin miktari artan anne adayinin bu süreci hem kendini hem de bebek için en saglikli sekilde sürdürebilmesi için hem sivi hem gida olarak dengeli bir rutin olusturulmasi gerekiyor. Riskli gebelik sürecinde olan anne adaylari ise kesinlikle oruç tutmamalidir” seklinde konustu. Gebelik sürecinde beslenme yönünden en hassas ve özel döneme giren anne adaylari Ramazan ayinin gelmesiyle birlikte oruç tutup tutmama konusunda karar veremiyor. Hekimin onay vermesi halinde ise oruç tutacak olan anne adaylarinin yeterli düzeyde enerji ve besin ögesi almasi sart oluyor. Bu süreçte hem saglikli bir bebek dünyaya getirmek hem de kendi sagliklarini korumak için iftar ve sahurda bu gereksinimlerini tam karsilanmasi gerekiyor.  Iftar ve sahur arasindaki ara ögünlerin çok iyi degerlendirilmesi gerektigini söyleyen Kadin Hastaliklari ve Dogum Uzmani Prof. Dr. Yücel Karaman, ramazanda anne adaylarinin nasil beslenmesi gerektigine dair önemli ipuçlari verdi. Sivi alimi ihmal edilmemeli Sahur ile iftar arasindaki süre çok uzun oldugundan dolayi vücudun susuz kalmasini engellemek için anne adaylarinin iftar ile sahur arasinda en az 3 litre su içmesi önerilir. Gebelikte ciddi sorunlara yol açabilecek vücutta sivi kaybi (dehidrasyon) yasamamasi için sahurda su içmenin yani sira çok yorulmamaya, disarida olan anne adaylarinin gölgede vakit geçirmesine dikkat edilmelidir.  Protein agirlikli beslenmeli Bebegin saglikli gelisimini devam ettirebilmesi için hamilelik sürecinde anne adayinin mutlaka protein yönünden zengin besinleri tüketmesi çok önemlidir. Bu anlamda süt, yumurta, az tuzlu peynir, yulaf gibi besinler tercih edilebilir. Ayni sekilde besleyiciligi yüksek ve tok tutan besinler de hem sahurda hem iftarda sofrada yer almali. Bunlar; findik, çig badem, ceviz gibi yagli tohumlar… Mevsim yesillikleri ve lifli gidalar tüketilmeli  Hem anne adayinin hem de bebegin günlük vitamin ve mineral ihtiyacinin karsilanmasi için mutlaka beslenme rutinine mevsim yesillikleri dahil edilmelidir. Hem çig hem de pismis olarak tüketilebilecek mevsim yesillikleri, besleyiciligi yüksek olmasiyla çok önemlidir. Bunun yani sira oruç süresinde gerekli olan enerjiyi saglayacak ve kan sekerini dengeleyecek lifli gidalar, tam tahilli besinler de mutlaka sofradaki yerini almalidir.  Tatli yerine meyve, agir yerine hafif besinler  Hamilelikte oruç tutmak basli basina zor oldugundan bu süreci en rahat sekilde atlatmak için sindirim sistemini de rahatlatmak gerekir. Bu anlamda iftar ve sahurda yagli, kizarmis, agir yiyecekler yerine izgara, haslama ya da firin yemekleri tercih edilmelidir. Tatli ihtiyacini karsilamak için yine ayni sekilde ya hafif sütlü tatlilar ya da mevsim meyveleri tüketilmelidir. Iftar ve sahur arasinda yapilacak ara ögünde meyvelerden, yulaf ve yogurttan olusan lezzetli karisimlarla da gebeler kendi tatlilarini olusturabilirler.  Afyon HABERI